Bipolar bozukluk kan tedavisi ile tespit edilebilir
Kan testlerinin dijital olarak gerçekleştirilen ruh sağlığı değerlendirmeleri ile birleştirildiğinde bipolar bozukluğa daha başarılı teşhis koyulabildiği tespit edildi.
Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, birçoğuna yanlışlıkla majör depresif bozukluk tanısı almış bipolar bozukluğu olan kişilere teşhis koymak için dijital psikiyatrik değerlendirme ve kan testi kombinasyonunu kullanmışlardır. Araştırmacılar, kan testinin yalnızca bipolar bozukluğu olan hastaların yalnızca yüzde 30’una kadar teşhis koyulabildiğini, fakat dijital olarak gerçekleştirilen ruh sağlığı değerlendirmesi ile birleştirildiğinde daha da etkili olduğu belirtilmektedir.
Bipolar bozukluk depresyonla karışabiliyor
Hastalar çoğunlukla sadece moralleri bozuk olduğunda doktora başvurabiliyor. Bu sebeple bipolar bozukluk genellikle majör depresif bozukluk olarak görülebiliyor. Bipolar bozukluğu olan bir kişi düşük bir ruh hali dönemi yaşadığında, bu durum bir hekime majör depresif bozukluğu olarak gözükebilir. Fakat, bu iki durumun farklı şekilde ele alınması gerekmektedir.
Bipolar bozukluğu olan birinin tedavisine duygudurum dengeleyici eklenirken antidepresanlar da reçete edilirse, bu manik bir dönemi tetikleyebilir. Bipolar bozukluğunda doğru tanı konulmasındaki en etkili yöntemlerden biri kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirmedir. Ancak bu durumu değerlendirmek uzun zaman alabilmektedir
Verilerin analizi, ilaç tedavisi gibi kafa karıştırıcı faktörleri kontrol ettikten sonra bipolar bozukluk tanısı için biyobelirteçlerin önemli olduğunu göstermiştir. Tanımlanmış 17 biyobelirteçten oluşan metabolit göstergeler yaşam boyu manik semptomlarıyla birebir ilişkiliydi. Bu ilişki, çalışmanın bir yıllık takip süresi boyunca yeni bir klinik majör depresif bozukluk ya da bipolar bozukluk tanısı alan ayrı bir hasta grubunda da kontrol edildi ve doğrulandı.
Hastalar daha çok kan testini tercih ediyor
Araştırmacılar, hasta tarafından bildirilen bilgiler ile biyobelirteç testinin kombinasyonunun, özellikle tanının tam olarak belirlenemediği durumlarda, bipolar bozukluk için tanıyı oldukça iyileştirmiştir.
Genel olarak dijital olarak değerlendirilen kısım çok daha etkili olsa da biyobelirteç testi iyi performans göstermekteydi. İyi performans göstermesinin yanında zamandan da tasarruf ediliyordu. Bu sebeple araştırmacılara göre her iki yaklaşımı da kullanmak ideal olacaktır. Çünkü bu iki değerlendirme birbirinin tamamlayıcısı rolündeydi.
Çalışma grubundaki bazı kişilerin birincil olarak biyobelirteç testini tercih ettiğini görülmüştür. Bu bireylerde çok daha objektif bir bakış açısı olduğu yönündeki düşünceleri baskındı.
Çalışmanın yazarlarından Tomasik konuyla ilgili “Akıl hastalığının biyolojik bir temeli vardır. Oluşan bu durumun hastaların kendi akıllarından kaynaklanmadığını bilmeleri önemlidir. Bu, diğer hastalıklar gibi vücudu etkileyen bir hastalıktır.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Diğer yazarlardan olan Bahn ise “Biyobelirteçlerin tanısal özelliklerine ek olarak, duygudurum bozukluklarına da potansiyel ilaç geliştirme hedeflerini belirlenebilir ve bu da aha etkili tedavi yöntemlerine yol açabilir.” dedi.
KAYNAKÇA:
– Neuroscience News (25.10.2023). Bipolar Disorder Can Be Detected With Blood Test.
– Tomasik J, Harrison SJ, Rustogi N, et al. (2023) Metabolomic Biomarker Signatures for Bipolar and Unipolar Depression. JAMA Psychiatry.
Bizi takip edin: