Sinir Sistemi ve Polivagal Teori
Vücudunuzun kendi kendine nasıl konuştuğunu hiç merak ettiniz mi? Hepsi sinir sisteminiz sayesinde! Sinir sistemimiz vücudumuzun farklı bölümlerinin birlikte çalışmasına yardımcı olan dev bir iletişim ağı gibidir. Beynimiz de bu iletişim ağının patronu gibidir. Düşünmekten, hissetmekten ve karar vermekten sorumludur.
Bu sistem aynı zamanda biz farkına varmadan bile bir durumun güvenli, tehlikeli ya da ikisinin arasında bir yerde olup olmadığını anlamamıza yardımcı olan gizli bir süper güç gibidir. Sinir sistemimiz sürekli olarak çevreyi tarar, insanların yüz ifadeleri, ses tonu, beden dili ve çevremizdeki genel atmosfer gibi şeylerden sinyaller ve ipuçları toplar. Daha sonra bu bilgileri işler ve beynimize nasıl tepki vereceğimize karar vermemize yardımcı olan mesajlar gönderir. Ancak kronik stres ve/veya travma, ipuçlarını yanlış okumaya yol açabilir.
Polivagal Teori nedir?
Polivagal teori, sinir sistemimizin farklı durumlara nasıl tepki verdiğini ve duygularımızı, davranışlarımızı ve ilişkilerimizi nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı olan bir fikirdir. Belirli durumlarda neden bu şekilde tepki verdiğimizi açıklayan bir yol haritası gibidir. Vagus siniri, sinir sistemimizi beynimize bağlayan ve aldığı sinyallere göre bizi farklı bölgeler arasında kaydırmada çok önemli bir rol oynayan sinirdir; bağırsaklarımız, akciğerlerimiz ve kalbimizle doğrudan bağlantısı vardır.
Polvagal teorisine göre, sinir sistemimizin üç ana durumu veya “bölgesi” vardır: dinlenme ve sindirim, savaş veya kaç ve donma durumu.
Mod 1: Güvende – Ventral Vagal Yol Aktif
Sinir sistemimiz kendini güvende hissettiğinde, bu ventral vagal yolumuzun aktive olduğu anlamına gelir. Burada dinlenebilir ve rahatlayabiliriz, sosyalleşebilir, başkalarıyla bağlantı kurabilir ve kendimizi “normal” hissedebiliriz.
Mod 2: Tehdit – Savaş-Kaç – Sempatik Sistem Aktif
Sinir sistemimiz koruma moduna geçtiğinde, bu sempatik sinir sistemimizin aktive olduğunu gösterir. Sempatik sinir sistemimiz aktive olduğunda, savaş ya da kaç duygumuzu tetikleyerek bizi algılanan tehdide karşı hayatta tutar. Bu gerçekleşirken adrenalinin vücudumuza pompalandığını, kalp atış hızımızın arttığını, terlediğimizi ve kendimizi daha mobilize hissettiğimizi hissedebiliriz. Bu süre zarfında tarafsız olmak genellikle tehlikeli olarak deneyimlenir.
Mod 3: Hayati Tehlike – Donmak – Dorsal Vagal Yol Aktif
Son olarak, sinir sistemimiz bazen kendini korumanın bir biçimi olarak kapanır çünkü vücut hayati tehlike içinde olduğumuzu düşünür. Bu, dorsal vagal yolun aktive olduğu zamandır. Bunu dissosiyasyon, kapana kısılmış, bedenin dışına çıkmış ve dünyadan kopmuş hissetmek, kalp atış hızımızın düşmesi ve bir topun içine kıvrılmak veya çökmek isteyebiliriz.
Polivagal teorinin ana fikri, sinir sistemimizin hangi bölgede olmamız gerektiğini belirlemek için her zaman çevreyi taramasıdır. Bunu yüz ifadeleri, ses tonu ve başkalarının davranışları gibi çevremizden gelen ipuçlarına dayanarak yapar.
Gerçekten bir tehdit var mı?
Sinir sistemimiz söz konusu olduğunda işin zor kısmı, tehlikeli bir durumda olduğumuza inandığında beynimizden ipuçları alması ve beynimizin gerçek ya da algılanan tehdit arasında ayrım yapamamasıdır. Travmatik bir deneyim yaşamış bir kişi flashback yaşadığında, sinir sistemi algılanan bir tehdide (yani görseller veya bu konuda düşünme) yanıt verdiği için bir kez daha tehlikede olduğuna gerçekten inanır.
Polivagal teoriyi anlayarak, kendi sinir sistemimizin tepkilerinin daha fazla farkına varabilir ve neden belirli duyguları hissettiğimizi veya belirli şekillerde tepki verdiğimizi daha iyi anlayabiliriz. Ayrıca, kendimizin veya başkalarının ne zaman savaş ya da kaç ya da donma durumunda olabileceğini anlamamıza yardımcı olarak empati ve destekle karşılık vermemizi sağlayabilir.
KAYNAKÇA:
– Vincent, K. (30.05.2023). An Introduction to Understanding Your Nervous System. Nourished Wellness Group.
Bizi takip edin: