Bazı çocuklarda ve ergenlerde kekemelik kaygı ile bağlantılı olabilir
Kekemelik, okul çağındaki çocukların yaklaşık yüzde 5-8’ini etkiler. Kekeleyen yetişkinlerde artan anksiyete riski ne kadar kanıtlanmış olsa da bu yaş grubunda anksiyetenin başlangıcı hakkında çok az şey bilinmektedir.
UCL araştırmacıları tarafından yapılan araştırmaya göre, kekeleyen çocuklar ve ergenler, yaşıtlarına göre kaygı seviyelerinde daha yüksek bir artış göstermektedir.
Çalışmalar arasında bildirilen anksiyete belirtilerinde önemli farklılıklar olmasına rağmen, genel olarak kekeme olan çocuklar ve ergenler, akranlarından daha yüksek anksiyete belirtileri gösterme eğilimdedir.
Ria Bernard konuyla ilgili şunları söylemiştir: “Bu incelemeden elde edilen önemli bir bulgu, kekeleyen çocuk ve ergenlerin homojen bir grup olmadığıdır. Bu yaş grubunda kaygı kökenli çok sayıda risk faktörünün yer alması muhtemeldir. Mevcut verilerden dolayı düzenleyici faktörlere bakamadık. Bu sebeple bu alanda daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”
Sonuçlardaki yüksek değişkenlik, kekeleyen tüm gençlerin kaygı yaşamadığı anlamına gelmektedir. Araştırmacılar artan kaygının, zorbalığa maruz kalma, tedaviye erişmede güçlük veya ailede kaygı ve depresyon öyküsünün olması gibi diğer risk faktörlerini yansıtabileceğini ileri sürmektedir. Böylelikle kekeleyen çocuk ve ergenlerde oluşan risk veya dayanıklılığın artırabileceğini belirtmişlerdir.
Yapılan bazı ek çalışmalar konuyla ilgili farklı değişkenleri bildirmektedir. Şu anda artan riske karşı hangi faktörlerin kekemeliğe katkıda bulunduğu belirsizdir. Bu sebeple kekemeliğe yapılan müdahalenin kaygı üzerindeki etkisini tam olarak ele alınmamaktadır. Müdahale yaklaşımları; akıcılığı geliştirmeye, akıcı olmayan konuşmayla başa çıkma stratejilerine veya her ikisinin birleşimine odaklanabilir.
Bu araştırma hakkında Kekeleyen Çocuklar için Eylem Hayır Kurumu şunları söylemiştir: “Bu incelemeden elde edilen bulgular, kekeleyen çocukları ve ailelerini en iyi şekilde nasıl destekleyeceğimiz açısından önemlidir. Erken teşhis ve Konuşma ve Dil Terapisi hizmetlerine erişimi arttırmak ve çocukların ihtiyaç duydukları desteği almalarına yardımcı olmak hayati bir öneme sahiptir.”
Araştırmacılar, yapılan çalışmaların ağırlıklı olarak orta çocukluktaki kaygıyı incelediğini vurgulamaktadır. Ek olarak, boylamsal çalışmaların olmamasından kaynaklı kekeleyen bazı çocukların neden daha fazla kaygı belirtileri yaşarken diğerlerinin yaşamadığını anlamasını zorlaştırmaktadır. Aslında istenen şey boylamsal araştırmalar aracılığıyla kekemelik ve kaygı arasındaki ilişkinin gelişim sürecine olan etkisini anlamaktır.
İlk incelemelerde, yaşıtlarına göre kekeleyen bazı çocuk ve ergenlerde kaygı belirtilerinin arttığı görülmektedir. Bu yaş grubunda daha yüksek depresyon puanlarına yönelik bir eğilim gözlemlenmiş, fakat gruplar arası farklılıklarda istatistiksel bir anlamlılık bulunamamıştır. Bunun sonucunda, riski azaltabilecek faktörleri göz önünde bulunduran daha büyük, hatta boylamsal çalışmalar yapılması gereklidir. Yine de sonuçlar, kekeme olan gençlerin ruh sağlığı ve iyilik halinin dikkatli bir şekilde izlenmesine duyulan ihtiyaca vurgu yapmaktadır.
KAYNAK:
– Stammering May Be Linked With Anxiety in Some Children and Adolescents, Neuroscience News.
Bizi takip edin: