İçimdeki Çocuk ve Benim Annem!
“Üşüdüm anneciğim üstümü örtsene…” diyen şarkılar, annelere dair söylenen onca sözler varken bu yazıyı kaleme almak, gerçekten kolay değil. Her annenin aslında çok özel olduğunu vurgulamak…
Ama ben yine de deneyeceğim ve içimdeki çocuğun sesini gözyaşlarımı saklamadan yazacağım…
O bakışlarını nasıl unutacağım, anneciğim? Sevgi dolu, merhametli, cesaret veren bakışların olmadan nasıl olacak anneciğim.
Bana merhameti, sevgiyi, cesur olmayı kim anlatacak?
Gitme… Ne olur gitme beni yalnız bırakıp da gitme…
Senden ayrılmak, senden kopmak acı veriyor annem.
Bu her şeyle dolu, ama hiçbir şeyin olmadığı bir acayip alemde elle tutulur tek gerçek senin sevgindi be annem!
Defalarca koptuk biliyorsun. Doğdum koptuk, yürüdüm koptuk, okula başladım koptuk, defalarca ama defalarca koptuk. Hepsi hüzünlüydü. Ama hiçbiri buna benzemiyor anneciğim. Sonsuz ayrılık… Sonsuzluk, bu satırlara başladığım şu anda korkutucu geliyor annem…
Seninle hayat bir masaldı, sonu gülerek biten… Ama sensiz, korkutucu, yalnız ve sessiz bir tiyatro…
Ama dur, ağlamayacağım ardından daha fazla. Biliyorum benden önce gittin. Ölümün ayrılıktan öte bir şey olmadığını anlatıyorsun. “Korkma!” diyorsun adeta. “Artık kendine bakabilecek, hatta, bir yolunu bulup belki de tüm insanlığa merhamet, sevgi ve cesaret aşılayacak haldesin!” Diyorsun. Annem… Kahramanım benim. Yol gösterenim. El verenim
Hatırlar mısın, kör kuyuların dibini merak ettiğimde korktuğunu, ama ben kuyunun dibini incelerken, cezalandırmadığını, o yaşadığın paniği içinde sakladığını ve hatta yarım ağız, tatlı gülüşünle teşvik ettiğini… O bıraktığın “merak”, benim en büyük sermayem oldu annem.
Hani o yoksul zengin dinlemeden canım arkadaşlarıma ütülü mendilde saklı, bayram harçlıkları verdiğini hatırlıyor musun?
Beni Allah’la tanıştırdığın zamanlara gidebiliyor musun.? Yedi yaşındayken namaz kılmayı öğrettiğin, kuş orucu tutmalara başladığım, koca kasabaya ezan okuduğumda hiç abartmadan gurur duyduğun zamanlara…
Sen, beni sadece maddi dünyaya değil, başka alemlere de taşıdın. Sen ne güzel bir insandın annem.
İyilikte örneğimdin, savaşçılıkta da öyle. Canım babam bizi, sen daha kırklı yaşlarında iken ansızın terk edip gittiğinde, yaşam mücadelesine sıfırın çok altından başladığın zamanlar… Kardeşlerime, bana kanat germen. Sen muhteşemdin annem. Nerelerden geri döndük biliyorsun! Hep azim. Hep umut. Ve fakat az korku… Bunların ne demek olduğunu bana sorsunlar annem. Senden aldığıma muhtaç o kadar insan var ki, o kadar çoklar ki…
Sabahlara kadar çalıştığım o günlerde benimle birlikte uykusuz geçirdiğin geceleri hatırlıyor musun? Defalarca çay yapmalar, o domatesler, salatalıklar, salamlar gece yarısı atıştırmalar… Anatomiyi, benimle beraber çalışmalar, güle oynaya geçen geceler… Çalışmak ne de büyük zevk… Bana onu öğrettiğin o sabahlamalar.
O eski günler, semaverin buharında ısınan sevgi dolu dakikalar geri gelecek mi annem?
Senin için saz çaldığım, “Aldırma gönül” şarkısında bana eşlik ettiğin zamanlar…
Hani o komik esprilerin nerede annem. Hani “…bu hayat bir oyun, bir eğlence” dercesine en zor anlarda gülecek bir şeyler bulmalar… Birlikte ağız dolusu gülüşmeler…
Sen yokken bizi kim güldürecek? Bize kim el verecek? Kim cesaret aşılayacak? Kim merhamet telkin edecek? Kim sevecek? Kim sevmenin o buram buram gül kokan güzelliğini bize hissettirecek?
Annem senden aldıklarıma doyamadım!…
Dilerim, o sermaye ile aileme, kardeşlerime, yakınlarıma, oradan, nihayet tüm insanlığa uzanan bir yol bulabilirim. Enerjin o kadar büyüktü ki, tüm bu yolculuklarda sonuç almamak için hiçbir neden yok dedin annem…
Seni çok seviyorum anneciğim…
Hasretin baki kalacak biliyorum ama ışığın yüreğimde olacak bunları bil istedim annem.
Bugün seni yolcu ettik annem… Bak bizim İlhami ardından ne dedi “Sevecen, alçak gönüllü, hoşgörülü Fatma teyzeme Allah’tan rahmet, kalanlarına uzun ömürler diliyorum…”
Hem biliyor musun vasiyetin de yerine geldi. Sevdiklerinle beraber “İşte gidiyorum çeşm-i siyahım” türküsünü söyledik. Ağladık, seni andık canım annem…
Üstüne düşeni hakkıyla yapmış bir insan gibi, huzur içinde uyu benim içimdeki çocuğun güzel annesi…
Biliyorum ki, içimdeki çocukla birlikte yalnız değilsin orada annem onunla beraber sonsuza dek uyuyadur annem…
Ben mi ne olacağım? Yaşarken, sıcak avuçlarından minik ellerime aktardığın o inanılmaz güven içindeyim annem… Merak etme beni, canım annem… Beni hiç merak etme e mi…
Bizi takip edin: