Antidepresan bırakımı: Endişeye gerek yok mu?

Antidepresan tedavisini bırakan her altı kişiden biri baş ağrısı, baş dönmesi ya da sinirlilik gibi “çekilme benzeri” belirtiler yaşasa da bu belirtilerin yalnızca %3’ü şiddetli düzeydedir.
Lancet Psychiatry dergisinde yayımlanan 2024 tarihli kapsamlı bir sistematik derleme ve meta-analiz, bu konuda şimdiye kadar yapılmış en titiz çalışmalardan biri olarak dikkat çekiyor.
Yalnızca her altı kişiden biri belirti yaşıyor, ciddi olanlar oldukça nadir.
Almanya Köln Üniversitesi’nden Dr. Jonathan Henssler ve ekibi tarafından yürütülen analizde, 79 farklı çalışma incelendi ve toplam 21.002 hastanın verisi bir araya getirildi. Bu hastaların 16.532’si antidepresanı, 4.470’i ise plaseboyu bırakan kişilerden oluşuyordu. Araştırmanın sonucuna göre, antidepresanı bırakan her üç kişiden biri herhangi bir belirti yaşarken, bu belirtilerin yaklaşık yarısı antidepresana özgü olmayıp plasebo gruplarında da görülüyor.
Plasebo etkisi mi yoksa gerçekten ilaca bağlı mı?
İlginç bulgulardan biri de plasebo kullanan hastaların yaklaşık %17’sinde “ilaç bırakımı benzeri” belirtiler ortaya çıkması. Bu durum, beklentiyle ilişkili “nocebo etkisinin” altını çiziyor. Toronto Bağımlılık ve Ruh Sağlığı Merkezi’nden Psikiyatrist Dr. David Gratzer bu durumu şöyle yorumluyor: “Bu çalışma, antidepresanların bağımlılık yaptığı yönündeki endişelere sağlam bir yanıt veriyor. Belirtiler genellikle hafif ve geçicidir. Daha da önemlisi, çoğu hastada hiç belirti görülmemektedir.”
Uygun bilgi, gereksiz kaygıyı önler
Araştırmacılar, antidepresan kesilme belirtilerine dair yanlış bilgilerin internet ve sosyal medya aracılığıyla hastalarda gereksiz korkulara yol açabileceğini vurguluyor. Klinik uygulamada, bu bulgular sayesinde psikiyatristler hastalarını daha sağlıklı bilgilendirebilecek.
New York’taki Montefiore Tıp Merkezi’nden Prof. Dr. Jonathan Alpert, “Bu çalışma, antidepresanı bırakan kişilerin sadece az bir kısmında rahatsız edici belirtiler olabileceğini göstererek önemli bir boşluğu dolduruyor,” diyor. “Hastaya ilaca başlarken, bir gün bırakma sürecinin de parçası olacağı net şekilde anlatılmalıdır.”
Kademeli azaltma gerekli mi?
Araştırmada, ilacın kademeli olarak azaltılmasıyla doğrudan kesilmesi arasında anlamlı bir fark bulunmasa da çoğu kılavuz tapering uygulamasını önermeye devam ediyor. Gratzer’a göre “Odaklanmış ve planlı bir doz azaltımı mantıklı bir yaklaşım olabilir.”
Henssler ve arkadaşlarının bulguları, antidepresan bırakımı sonrası görülebilecek belirtilerin genellikle hafif olduğunu, ciddi olanların ise nadir görüldüğünü gösteriyor. Belirtiler daha çok kısa yarı ömürlü ve yüksek doza sahip ilaçlarda ortaya çıkarken, birçok vakada antidepresan bırakımı sorunsuz bir şekilde gerçekleşiyor. Psikiyatristlerin hastalarını bu konuda bilgilendirmesi ve gerektiğinde tedavi planına tapering gibi önlemler eklemesi hem hasta uyumunu artıracak hem de gereksiz kaygıları önleyecektir.
KAYNAKÇA:
– Henssler, J., Schmidt, Y., Schmidt, U., Schwarzer, G., Bschor, T., & Baethge, C. (2024). Incidence of antidepressant discontinuation symptoms: A systematic review and meta-analysis. The Lancet Psychiatry, 11(7), 526–535.
Bizi takip edin: