Aşk hormonu etkisi bağlanma biçimi ve kişiliğe bağlı nasıl değişiyor?
Oksitosin, hipotalamus tarafından üretilen ve beyindeki hipofiz bezi tarafından salgılanan bir hormondur. Sosyal bağlanma, güven ve yakınlıkta önemli bir rol oynar. Sarılma, kucaklaşma ve cinsel aktivite sırasında büyük miktarlarda salgılanır. Bu nedenle genellikle “aşk hormonu” olarak adlandırılır.
Oksitosinin güven ve emniyet duygusunu modüle ederek psikoterapötik müdahaleleri kolaylaştırabileceği de öne sürülmüştür. Ancak, bunu araştırmak için yapılan çalışmalar kesin olmayan sonuçlar vermiştir. Bazı çalışmalar kolaylaştırıcı bir etki bildirmezken, bazıları olumlu, bazılarıysa olumsuz etkiler bildirmiştir. Araştırmacılar bu nedenle oksitosinin etkilerinin bağlama bağlı olabileceğini ve bireyler arasında farklılık gösterebileceğini öne sürmüşlerdir.
Oksitosinin etkilerinin bağlı olduğu faktörleri daha fazla araştırmak isteyen bir grup araştırmacı, İsrail’de hastanede yatan ağır ruhsal hastalığı olan hastalarla yapılan bir çalışma düzenlediler. Çalışma öncesinde oksitosinin etkilerinin bireyin bağlanma biçimlerine ve kişilik özelliklerine bağlı olabileceği varsayımında bulundular. Oksitosin hormonunun psikiyatrik semptomlar üzerindeki etkilerinin kişilik özelliklerine bağlı olduğunu ortaya koymuştur. Çalışma Psychoneuroendocrinology dergisinde yayımlandı.
Nazal oksitosin uygulaması
Katılımcılar İsrail’deki Shalvata Ruh Sağlığı Merkezi’nin 87 hastasıydı. Hastaların %55’i duygusal bozukluklardan, %17’si anksiyete bozukluklarından mustaripti ve geri kalan katılımcılar çeşitli diğer akıl hastalıklarına sahipti. 23 katılımcı çalışma tamamlanmadan önce çalışmadan ayrıldı. Katılımcılar rastgele iki gruba ayrılmıştır.
Gruplardan birindeki katılımcılara 4 hafta boyunca her gün saat 8:00 ve 17:00’de olmak üzere günde iki kez oksitosin verildi. Diğer gruptaki katılımcılar ise aynı zaman diliminde aynı görünümde bir plasebo (fizyolojik etkisi olmayan madde) aldı. Bu uygulama, hangi katılımcının hangi gruba ait olduğu konusunda bilgilendirilmeyen hemşirelik personeli tarafından gerçekleştirilmiştir. Hem oksitosin hem de plasebo bir sprey kullanılarak burundan uygulanmıştır. Bu süre zarfında, çalışma katılımcısı haftada iki veya üç kez psikodinamik psikoterapi seanslarına katılmıştır.
Katılımcılar çalışmanın başında ve çalışma tamamlandıktan dört hafta sonra duygusal bağlanma (Yakın İlişkilerde Deneyimler Ölçeği), kişilik (Beş Büyük Envanter), depresyon (Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği) ve anksiyete (Durumluk-Sürekli Anksiyete Envanteri) değerlendirmelerini tamamlamışlardır.
Psikoterapist ve hasta arasındaki çalışma ittifakı her psikoterapi seansından sonra değerlendirilmiştir. Sıkıntı düzeyi de her psikoterapi seansından sonra değerlendirilmiştir. Uzun süreli sıkıntı her hafta bir kez değerlendirilmiştir. Ayrıca, katılımcılar intihar düşüncesi değerlendirmesini (İntihar Düşüncesi Ölçeği) tamamlamıştır.
Bağlanma biçimi değil kişilik etkisi
Sonuçlar oksitosinin etkilerinin bağlanma örüntülerine bağlı olmadığını, ancak kişiliğe bağlı olduğunu göstermiştir. Ne kaçınmacı ne de kaygılı bağlanma örüntüleri oksitosinin psikoterapistle çalışma ittifakı üzerindeki etkilerini hafifletmemiştir. Ancak, kişilik farklı bir hikayeydi.
Bu araştırmacılar, içe dönük kişilere verilen oksitosinin intihar düşüncesinde (intihar etme fikirlerinin sıklığı ve yoğunluğu) hafif bir azalmaya yol açtığını bulmuşlardır. Bununla birlikte, dışadönük kişilerde, belirgin dışadönüklüğe sahip kişilerde, oksitosin uygulaması intihar düşüncesinde hafif bir artışa yol açmıştır. Deneyime açıklık düzeyi düşük katılımcılarda oksitosin depresyon belirtilerinde azalmaya yol açarken, deneyime çok açık katılımcılarda bu durum gerçekleşmemiştir.
Dışadönük bireylerde oksitosinin etkisi
Dışadönük katılımcılarda oksitosin psikoterapistle çalışma ittifakını azaltmış, içedönük katılımcılarda ise azaltmamıştır. Düşük nevrotiklik seviyesine sahip katılımcılarda oksitosin çalışma ittifakını azaltmıştır. Bu etki nevrotiklik düzeyi yüksek katılımcılarda görülmemiştir. Uyumluluk düzeyi düşük katılımcılarda da benzer bir etki bulunmuştur.
“Sonuçlar, kişilik özelliklerinin oksitosin uygulamasının etkisini modüle ettiğini göstermiştir. Spesifik olarak, dışadönüklük ve deneyime açıklık düşük olduğunda, oksitosin uygulaması sırasıyla intihar düşüncesi ve depresyonda iyileşme ile ilişkilendirilmiştir. Düşük dışadönüklük aynı zamanda oksitosin uygulamasını takiben çeşitli anksiyete ve depresyon ölçeklerinde yüksek dışadönüklüğe kıyasla daha yüksek semptomatik iyileşme ile ilişkilendirilmiştir.”
Çalışma, oksitosinin önemli psikolojik süreçler üzerindeki etkisine ışık tutmaktadır. Bununla birlikte, dikkate alınması gereken sınırlamaları da vardır. Özellikle, örneklem farklı tanılara sahip katılımcılardan oluşmuştur. Etkilerin belirli zihinsel koşullara sahip kişiler üzerinde farklılık göstermesi mümkündür. Çalışmaya katılanlar aynı zamanda nispeten yüksek dozlarda psikiyatrik ilaçlar almaktaydı ve bunlar ile oksitosin arasındaki etkileşimler de olabileceği göz ardı edilmemelidir.
KAYNAKÇA:
– Vladimir Hedrih (8 May 2023). Effects of oxytocin on psychiatric symptoms depend on personality. PsyPost.
– Tzur Bitan, D., Grossman-Giron, A., Sedoff, O., Zilcha-Mano, S., Nitzan, U., & Maoz, H. (2023). A double-edged hormone: The moderating role of personality and attachment on oxytocin’s treatment facilitation effect. Psychoneuroendocrinology, 151, 106074.
Bizi takip edin: