Bipolar bozukluk ve borderline kişilik bozukluğunda çocukluk çağı travması
Çocukluk çağındaki travmatik yaşantılar birçok ruhsal bozukluğun gelişiminde ve seyrinde önemli rol oynayabilir. Hem bipolar bozuklukta (BB) hem de borderline kişilik bozukluğunda (BKB), sağlıklı bireylerden daha sık olumsuz çocukluk çağı travması yaşandığı bilinmektedir.
Bipolar bozuklukta genetik faktörlerin hastalığın patogenezinde önemli bir rolü vardır ve etkisinin %60-80 olduğu tahmin edilmektedir. Diğer bir patojenetik faktör, özellikle yaşamın erken evrelerinde meydana gelen yaşam olaylarıdır. Örneğin şiddete maruz kalma, anne-baba kaybı veya ayrılığı.
Yapılan bir çalışmada BB hastalarının, sağlıklı bireylerden oluşan kontrol grubuyla karşılaştırıldığında daha yüksek fiziksel, duygusal, cinsel istismar ve ihmal indeksleri gösterdiği ayrıca daha sık olumsuz deneyimler yaşadığı bulunmuştur.
Borderline kişilik bozukluğu (BKB), benlik algısı, çevre ile ilişkiler, duygular ve davranışlar dahil kişilik işleyişinin birçok yönünü etkileyen güçlü bir değişkenlik hali ile karakterizedir. Benlik algısı, kişinin amaçları ve tercihleri çarpık veya net değildir. Sürekli bir iç boşluk hissi vardır. Başkalarıyla yoğun ve istikrarsız ilişkilere girme eğilimi vardır, intihar veya kendine zarar verme de eşlik edebilir. BKB, genel yetişkin nüfusun %1,1-%2,5’ini etkiler, kadınlarda daha sık görülür. BKB patogenezinde genetik yatkınlığın etkisinin %40 olduğu tahmin edilmektedir. Bu bozukluğun tanımlanmasının en başından itibaren, çocuklukta fiziksel ve cinsel istismara uğramanın, aile içi şiddete tanık olmanın ve erken boşanmaların hastalığın gelişiminde çok önemli olduğu gösterilmiştir. Van Dijke ve arkadaşları çalışmalarında BKB hastalarının %71,4’ünün çocuklukta travmatik olaylar yaşadığını göstermiştir.
Şubat ayında yayınlanan bir çalışma, çocukluk çağı travmatik yaşam deneyimlerinin sıklığında BKB ve BB hastaları arasında bir fark olduğunu göstermektedir. BKB hastaları, BB hastalarına kıyasla Çocukluk Çağı Travmaları Anketinde (CTQ) fiziksel, duygusal ve cinsel istismarın yanı sıra fiziksel ve duygusal ihmal ile ölçülen indekslerde daha yüksek değerlere sahipti. BKB hastalarında BB hastalarına kıyasla önemli ölçüde daha sık çocukluk çağı travmatik deneyimleri, onların önemli patogenetik rolünü gösterebilir. BKB muhtemelen, erken çocukluk çağı travmasının en büyük patojenik rolü oynadığı psikiyatrik bozukluklardan biridir.
Erken çocukluk çağı travmasının rolüne ilişkin BB ve BKB arasındaki farklılıklar, bu iki bozukluğun patogenezini ve tedavisini etkilemektedir. Ruhsal bozuklukların patogenetik paradigması genetik yatkınlık ile çevresel faktörlerin, özellikle de stresin etkileşimi olarak anlaşılmaktadır.
Belirtildiği gibi, genetik faktörler her iki bozuklukta da önemli bir rol oynamaktadır, ancak bu BB’de daha güçlüdür (%60-80 kalıtım derecesi). Ayrıca BKB hastaları daha yüksek çocukluk çağı travmatik yaşantılarına sahiptir. Her iki bozuklukta da erken çocukluk çağı travmasının etkilerinin yetişkinlikte ortaya çıkan klinik semptomlara dönüşmesinde genetik ve epigenetik faktörler önemlidir.
KAYNAK:
– Jaworska-Andryszewska P, Rybakowski J. Higher indexes of childhood trauma in borderline personality disorder compared with bipolar disorder. Psychiatr Pol. 2022 Feb 27;56(1):7-18. English, Polish. doi: 10.12740/PP/140537. Epub 2022 Feb 27. PMID: 35569144.
Bizi takip edin: