Çocukluk çağı travması ruh sağlığı hastalarında obezitede önemli rol oynuyor
Şizofreni gibi ciddi bir akıl hastalığı olan kişiler sıklıkla obezite sorunu yaşamaktadır. Birleşik Krallık’ta bu kişilerin obez olma olasılığı, tanı almamış olanlara kıyasla neredeyse iki kat daha fazladır.
Ciddi ruh sağlığı hastalarının; tip 2 diyabet, solunum yolu hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar ve kalp yetmezliği gibi obeziteye bağlı diğer hastalıklara yakalanma riski de daha yüksektir. Sonuç olarak yaşam beklentisi genel nüfusa göre 15 yıl daha azdır.
Birçok uzman, obezite riskinin daha yüksek olmasının akıl hastalıklarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlardan kaynaklandığına inanmaktadır. Örneğin antipsikotiklerin vücut ağırlığını etkilediği sıklıkla gösterilmiştir.
Ancak bu açıklama, daha derin psikolojik faktörlerin obezitede oynadığı rolünü dikkate almamaktadır. Çocukluk çağı travmalarının da obezitede büyük bir rol oynadığını gösteren bir dizi araştırma bulunmaktadır.
Psikolojik travma ve obezite
Psikologlar çocuklukta yaşanan travmalara genellikle “olumsuz çocukluk deneyimleri” (OÇD) adını vermektedir. Bu tür deneyimler arasında istismar ve ihmal (hem fiziksel hem de duygusal), ailede akıl hastalığı ve madde bağımlılığı, aile içi istismara tanık olma ve hapsedilmiş bir akrabaya sahip olma yer alır.
Bu tür travmalar, yaşamın ilerleyen dönemlerinde ruhsal hastalıkların gelişimiyle güçlü bir şekilde ilişkilidir. Bu durum, psikiyatri hastanelerinde tedavi gören birçok kişinin neden bu tür deneyimler yaşadığını açıklayabilir. Örneğin, Galler nüfusunun %47’si ile karşılaştırıldığında, adli psikiyatri hastanelerindeki kişilerin %70’inin en az bir olumsuz çocukluk deneyimi bulunmaktadır.
Çocukluğunda travma yaşamış kişilerin obez olma riski neden daha yüksektir?
Araştırmalar ayrıca travmanın insanların davranış biçimlerini etkileyebileceğini göstermektedir. Yakın zamanda yapılan bir çalışma, dört veya daha fazla olumsuz çocukluk deneyimi yaşamış birinin sağlıksız beslenme olasılığının iki kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, birden fazla olumsuz çocukluk deneyimine maruz kalmanın ardından yetişkin obezitesi olasılığında neden %46’lık bir artış olduğunu açıklayabilir.
Ancak bu bilgiye rağmen, politika yapıcılar tarafından çocukluk çağı travmasının ciddi akıl hastalığı olan kişilerde obezite üzerindeki etkisine çok az dikkat edilmektedir. Travmatik bir çocukluk geçiren kişilerin kendine zarar verme, uyuşturucu kullanma ve aşırı yeme gibi pek de sağlıklı olmayan davranışlarda bulundukları bilinmektedir. Bu kişiler bunu, yaşadıkları zor düşünce ve duygulardan uzaklaşmak için bir kaçınma biçimi olarak yaparlar.
Bu davranışı tanımlamak için kullanılan terim “deneyimsel kaçınma”dır.
Duygularımızı yemek
Deneyimsel kaçınma birçok şekilde olabilir, ancak yaygın bir yöntem, olumsuz duygulara yanıt olarak yeme eğilimi olan duygusal yemedir. Yüksek kalorili lezzetli yiyeceklerin tüketimi ile ilişkilidir.
Bir kişi duygusal olarak yemek yediğinde, yoğun olumsuz duyguların uyuşmasını deneyimleyebilir, dikkati dağılabilir ve rahatlık hissi duyabilir. Bunun nedeni, bol miktarda yağ ve şeker içeren yiyecekler yediğimizde, beynin ödül ve haz alan merkezlerini harekete geçirmesidir. Yağ ve şeker oranı yüksek yiyecekler yemek elbette ölçülü olmak kaydıyla iyidir. Ancak lezzetli, yüksek kalorili yiyecekler yemenin olumlu etkileri genellikle kısa sürelidir.
Dolayısıyla, deneyimsel kaçınma yaşayan kişiler bu gıdalara güvenebilir ve onları aşırı tüketebilir. Araştırmalara göre bu durum kilo alımına ve obeziteye yol açabilir.
Obezitenin tedavideki önemi
Şu anda, ciddi ruh sağlığı sorunu olan kişilere yönelik tedavi kılavuzları, olumsuz çocukluk deneyimlerinin bu gruptaki kişilerde obezite üzerindeki etkisini dikkate almamaktadır. Bunun nedeni muhtemelen aşırı kilo alımının ana sorumlusu olarak verilen ilaçlara yapılan vurgudur.
Ciddi ruhsal hastalığı olan kişilerin fiziksel sağlığını iyileştirmek için, ruh sağlığı uzmanlarının ve politika yapıcıların psikolojik travmanın bu gruptaki obezite üzerindeki etkisini göz önünde bulundurmaları önemlidir.
Hem psikiyatrik hem de fiziksel sağlık hizmetlerinde travma konusunda bilgilendirilmiş bir yaklaşımın teşvik edilmesi hayati önem taşımaktadır. Özünde bu, bakım ekiplerinin hastalarının zihinsel ve fiziksel olarak tam bir resmine sahip olmalarını ve psikolojik travmanın bir kişinin davranışları üzerindeki etkisi konusunda yeterli eğitim vermelerini içerir.
KAYNAKÇA:
Joseph Lloyd Davies (08.08.2023). Childhood trauma plays significant role in obesity among mental health patients, new research suggests. PsyPost.
Bizi takip edin: