Güvenin kökeni: Neden daha mütevazı geçmişli insanlara güveniriz?

Güven… İnsani ilişkilerin görünmez harcı. Ne kadar karmaşık bir toplumsal düzende yaşarsak yaşayalım, kararlarımızda, ortaklıklarımızda bir tür sezgisel güven duygusuyla hareket ediyoruz. Peki ama, bu güveni neye göre dağıtıyoruz?
Yeni bir psikoloji araştırması, insanların, ayrıcalıklı bir geçmişe sahip olanlardan ziyade, daha mütevazı şartlarda büyümüş bireylere daha fazla güvendiğini ortaya koyuyor. İlginç olan şu ki: bu güven yalnızca sözel değil — davranışlara da yansıyor.
Mütevazı geçmiş = Güvenilir kişilik?
British Columbia Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kristin Laurin’in öncülüğünde yapılan araştırmada, katılımcıların davranışsal olarak daha fazla güveni, düşük gelirli ailelerde büyümüş bireylere gösterdiği saptandı. Dahası, bu kişiler ahlaki olarak da daha güvenilir görülüyordu.
Araştırmada 1.900’den fazla kişiye, çeşitli sosyal geçmişlere sahip kurgusal profiller tanıtıldı. Bu profiller arasında Avrupa’da tatil yapmış, özel okul mezunu bireyler ile devlet okuluna gitmiş ve erken yaşta çalışmaya başlamış kişiler yer aldı. Sonuç açıktı: İnsanlar, “azla yetinmeyi öğrenmiş” bireylere daha çok çekiliş bileti veriyor, yani onlara daha çok güveniyordu.
Geçmiş mi önemli, şimdi mi?
İlginç bir bulgu da şuydu: İnsanlar mevcut gelir seviyesinden çok, bir kişinin çocukluk dönemindeki koşullarına göre güven duyuyordu. Bugün ekonomik olarak zor durumda olan birine güvenenler, o kişinin geçmişi mütevazı değilse geri dönüş konusunda daha kuşkucuydu.
Laurin şöyle açıklıyor:
“Katılımcılar genellikle çocukluk geçmişine bakarak karar veriyor. Mütevazı bir geçmiş güven uyandırırken, sadece şu anki yoksulluk bu etkiyi yaratmıyor.”
Bu durum, toplumsal algının köklerinin ne kadar derinlere uzandığını gösteriyor. Sosyal sınıf; yalnızca bugünkü durumla değil, hikâyemizin nereden başladığıyla da anlam kazanıyor.
Algının gücü ve iletişim stratejileri
Peki bu ne anlama geliyor? Bugünün hızla dönen sosyal ve profesyonel ilişkiler dünyasında, geçmişimizi nasıl anlattığımız, belki de kim olduğumuz kadar önemli. Araştırma, mütevazı kökenlerin dürüstlük ve güvenilirlikle ilişkilendirildiğini, bu nedenle insanların kendilerini “nereden geldiklerini” vurgulayarak sunmalarının bir avantaj yaratabileceğini öne sürüyor.
Ancak bu çalışma, insanların gerçekten daha güvenilir olup olmadığını incelemedi. Yani bu güven, doğrulanmış bir gerçeklikten ziyade algı düzeyinde işliyor olabilir. Bu da “güvenin adil dağılımı” konusunda yeni soruları gündeme getiriyor: Güveni kim hak ediyor? Kime verirken yanılıyoruz?
KAYNAKÇA:
– Laurin, K., Engstrom, H. R., Schmader, T., Chua, K. Q., Klein, N., & Côté, S. (2025). Trust and trust funds: How others’ childhood and current social class context influence trust behavior and expectations. Journal of Personality and Social Psychology.
– Neuroscience News (23.05.2025) Why People Trust Those Who Grew Up With Less.
Bizi takip edin: