İntihar riskine bağlı beyin inflamasyonu
İntihar davranışı; psikolojik, sosyal ve biyolojik faktörlerin bir arada barınması durumudur. Daha önce yapılan araştırmalar, sürekli gerçekleşen inflamasyonun beyin kimyasını değiştirebileceğini ve intihar riskini artıran duruma yol açabileceğini öne sürmektedir. Bu konuya dair yeni bulgular, beyin inflamasyonunu tetikleyen ve intihar davranışını etkileyebilecek temel moleküler farklılıkları tanımlayarak daha önceki çalışmaları geliştiriyor.
Araştırma ekibi intihar sonucu ölen 29 kişinin beyinleri ile başka sebeplerden dolayı ölen 32 kişinin beynini karşılaştırdı. Karşılaştırmanın sonucunda, intihar sonucu ölen kişilerin büyük ölçüde antidepresif ve antipsikotik ilaçlardan yoksun olduğu görülmüştür. Bu durum, maskelenen intiharla ilişkili modelitelerin çeşitlilik gösterebileceği öne sürmektedir. Araştırmacılardan Dr. Mann, “Amacımız, intiharla ilişkili beyin fonksiyonlarını daha iyi anlamlandırarak intiharı önlemek. Ruh halini, intihar düşüncesini ve karar vermeyi etkileyen biyolojik süreçlerin bulunduğu yer beyin olduğu için buraya odaklandık. Bu çalışma, beyni en büyük risk anında görmemizi ve bu riskin biyolojik belirtilerini tam olarak görmemizi sağladı.”
Çalışma ekibi, beyni koruyan mekanizmalarda azalmış aktivite ile artan inflamasyon arasında anlamlı bir ilişki buldu. İntihar sonucu ölen kişilerin beyinlerinde meydana gelen spesifik değişiklikler ise şunlardı:
- İnflamasyonu düzenleyen ve beyin hücresi sağlığının korunmasına yardımcı olan NPAS4 geninde daha az aktivite olduğu görülmüştür. Bu azalmış aktivite inflamasyon oluşmasını etkilemektedir.
- Aşırı eksitotoksisite, hücre ölümüne katkıda bulunduğu için inflamatuar bir süreç oluşturmaktadır.
- Daha az oligodendrosit olması, inflamasyonun neden olduğu hasara yenik düşebileceğini ve sinir liflerini savunmasız bırakabileceğini göstermektedir.
Gen etkisi
Bu çalışma aynı zamanda intihar sebebiyle ölen kişilerin beyinlerinden elde edilen entegre edilmiş gen metilasyonu ve transkriptomik verilerin bugüne kadarki en kapsamlı analizini de temsil etmektedir. Gen metilasyonu, genlere özel kimyasal eklenerek geni “açık” veya “kapalı” hale getirilen bir işlemdir. Buna bağlı olarak intihar sonucu ölen kişilerde, anormal inflamasyonu teşvik eden metilasyon kalıpları bulunmuştur.
Kan testi ile intiharı önceden kestirmek mümkün mü?
Bu çalışmaya paralel olarak Brundin, Mann ve Achtyes, kanda intihar riskine karşılık gelebilecek biyobelirteçler (ölçülebilir maddeler) aramaktadırlar. Klinisyenlerin de intihar riskini değerlendirmek için onaylanmış bir kan testi hakkına sahip olabileceği ve potansiyel inflamasyon riskini azaltmak için onaylanmış tedavi yöntemlerinin oluşabileceğini öngörmektedirler. Bu amaca yönelik gelecekte yapılacak araştırmaların, inflamasyonun intihar riskindeki rolünün daha iyi açıklanması, biyobelirteçlerin araştırılması ve potansiyel tedavi seçeneklerinin oluşması için yeni stratejiler geliştirilmesi gibi alanlara odaklanması gerekliliğine vurgu yapılmaktadır.
Son olarak Dr. Achtyes, “Klinisyenlerin, intihar riski yüksek olan hastaları belirlemek için gelişmiş yöntemlere ihtiyaçları var. Yüksek risk altında olanlar için moleküler belirteçlerdeki kalıpların saptanması faydalı olabilir.” ifadelerinde bulundu.
KAYNAKÇA:
– Neuroscience News (14.11.2023). Brain Inflammation Linked to Suicide Risk
– Sha Q, Fu Z, Escobar G, ML (2023) İntihar edenlerde ve bunların kontrollerinde temporal kutuptaki beyin dokusunun bütünleştirici transkriptom ve DNA metilasyon analizi. Mol Psikiyatri (2023).
Bizi takip edin: