Yaşam Döngüsünde Mücadeleyi Yaşamak
“Yaşam bir savaştır. Ya kazanırsınız ya da kaybedersiniz.” (Mustafa Kemal Atatürk)
Yaşam döngüsü, her bireyin evrenle kurduğu karmaşık ilişkinin yansımasıdır. İnsanın bu döngüdeki mücadeleleri, varoluşsal serüvenin ta kendisidir. Bir yandan kendi iç dünyasında yolunu bulmaya çalışırken bir yandan da dış dünyanın çetin koşullarıyla başa çıkmak zorundadır. Sürüp giden bu mücadeleler, insanın doğası gereği varoluşunun temel parçalarından birini oluşturur. Kazanımlar, kayıplar, zaferler, yenilgiler, umutlar ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşamın sembolleri haline gelirler. Her birey, kendi benzersiz yaşam döngüsünde farklı mücadele alanlarıyla karşılaşır. Yetişkinlikte aile sorumlulukları ve iş hayatında verilen çabalar, döngünün her bir aşaması bireysel büyümenin ve anlayışın farklı yönlerini ortaya çıkarır.
Hedeflere ulaşmak hiç kolay olmaz. Başlangıçlar ise zor gibi görünseler de sürecin en kolay yanıdır. Bazen birçok şeyden feragat etmek gerekebilir. Aralarda duraksamalar hissetsek de olumluya odaklanan hiçbir şey o kadar kötü değildir. Örneğin, hastalık gibi zorlayıcı bir durum, sadece fiziksel mücadeleyi temsil etmez, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir sınavdır. Hastalıklara karşı iyileşmek için verilen mücadeleyi kahramanlık duygusunu yaşatan bir süreç olarak görüyorum. Olur ya, kazanamazsak bile….. çabalarımızla kazananlardan değil miyiz? İyileşme yolculuğu, fiziksel iyileşmenin ötesine geçer. Bir yeniden doğuşu temsil eder. Bu, bireyin kendi yaşam döngüsünde yeni bir anlam ve amaç bulması anlamına gelir.
Ortak yaşanan acıların, verilen mücadelelerin derin bir empati duygusunun ve bu yöndeki bir anlayışın kaynağı olabileceği düşüncesine kesinlikle katılıyor ve kendim de bunu yaşıyorum.
Sonuç olarak, yaşam döngüsündeki mücadeleler yaşamın önemli bir parçasıdır ve her birimiz kendi hikâyemizi bunların üzerine kurarız. Bu yaşam hikâyeleri bizi şekillendirir, öğretir ve ilham verir. Kişisel görüşüme göre bizi bireysel olarak sınırlamak yerine daha derin bir insanlık anlayışına ulaştırırlar ve yaşamın sonsuz olasılıklarını önümüze sererler. Bu sayede de yaşam döngüsünde karşılaştığımız her mücadele bizi daha güçlü, daha bilge ve TAM BİRER İNSAN YAPAR.
“Ölüm kaybetmek değildir. Bazen gerçek zaferlerin imzasıdır. Bence kaybetmek ancak onurlarını yitirenler için geçerlidir. Onurlarını ve kimi hallerde iddialarını ve ideallerini…” (Prof. Dr. Kemal Arıkan)
Makaleme destek olmak amacıyla bu değerli sözleri benimle paylaştığı ve Çanakkale Savaşı’ndaki binlerce şehidimizi dualar ve şükürlerle anmamıza vesile olduğu için değerli hocam Prof. Dr. Kemal Arıkan’a sonsuz sevgiler ve saygılar.
Kalbinizde yeşeren, mucize gibi görünen dileklerin ve rahatlıkların hayatınıza sorunsuzca girmesini arzuluyorum. Zaman zaman kabul süreçlerinde vermeniz gereken mücadelelerin gücünü deneyimlersiniz ve bu durum sizi daha da güçlendirir. Ben de bu iyileşme ve dönüşümün gerçekleşeceğine olan inancımı yitirmiyorum. Hayat sonsuz bir serüven olmasa da umudu kaybetmeden yukarıya, masmavi gökyüzüne gülümseyerek bakmasını bilelim. Sonsuz mavinin huzurunun hayatınıza yansıması dileklerimle sağlık ve sevgiyle kalın…
Bizi takip edin: