Yetişkinlikte sosyal izolasyon beyin yaşlanmasını hızlandırıyor
Yetişkinlik döneminde yaşanan sosyal izolasyonlar, tahmini beyin yaşının daha büyük olmasıyla bağlantılı olabilir.
Psychological Medicine’da yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, yetişkinlik döneminde sosyal izolasyon, tahmini beyin yaşının daha büyük olmasıyla bağlantılı. Çalışma, beyin sağlığı için sosyal bağlantıların sürdürülmesinin öneminin altını çiziyor.
Çalışmanın başyazarı Dr. Roy Lay-Yee “Sosyal izolasyon ya da sosyal temas eksikliğini de içeren sağlık ve esenliğin sosyal belirleyicileri ile ilgileniyorum. Sosyal olarak bağlantılı olmak hayati önem taşıyor çünkü zihin ve bedende yerleşik etkileri var ve yaşamlarımız için önemli sonuçlar doğuruyor”
Sosyal izolasyona göre 4 grup
Araştırmacılar çalışmayı yürütmek için, Yeni Zelanda’nın Dunedin kentinde 1 Nisan 1972’den 31 Mart 1973’e kadar bir yıllık bir süre içinde doğan tam bir doğum kohortunun devam eden boylamsal bir araştırması olan Dunedin Multidisipliner Sağlık ve Gelişim Çalışmasından elde edilen verileri kullandılar. Çalışma, çocukluktan (5-11 yaş) yetişkinliğe (26-38 yaş) kadar birçok yaşta değerlendirmeleri içermekte, katılımcıların sosyal izolasyon durumunu izlemekte ve 45 yaşında beyin sağlığını ölçmektedir.
Araştırmacılar, çalışma katılımcılarını çocukluktan yetişkinliğe kadar sosyal izolasyon kalıplarına göre dört farklı gruba ayırdı:
Hiç izole olmamışlar
Bu bireyler ne çocukluklarında ne de yetişkinliklerinde önemli bir sosyal izolasyon yaşamamışlardır. Yaşamları boyunca sürekli olarak sosyal bağlantıları ve etkileşimleri olmuştur.
Sadece çocuklukta izolasyon
Bu bireyler çocukluk yıllarında sosyal izolasyon yaşamış ancak yetişkinliklerinde yaşamamışlardır. Bu, büyürken sosyal bağlantılardan ve etkileşimlerden yoksun oldukları dönemlerle karşılaştıkları, ancak yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde sosyal ilişkiler kurabildikleri anlamına gelir.
Yalnızca yetişkin izolasyonu
Bu gruptaki bireyler çocukluklarında sosyal izolasyon yaşamamış ancak yetişkinliklerinde sosyal olarak izole olmuşlardır. Bu durum, erken yaşlarda bir sosyal ağa sahip olduklarını ancak yetişkin olduklarında sosyal bağlantı ve etkileşimlerden yoksun dönemlerle karşılaştıklarını göstermektedir.
Kalıcı çocuk-yetişkin izolasyonu
Bu gruptaki bireyler hem çocuklukları hem de yetişkinlikleri boyunca sosyal izolasyon yaşamışlardır. Bu durum, çocukluktan yetişkinliğe kadar devam eden uzun süreli bir sosyal bağlantı ve etkileşim eksikliğine işaret etmektedir.
Beyin yaşı hesaplaması
Beyin yaşı, katılımcılar 45 yaşındayken MRI taramalarıyla elde edilen çoklu beyin yapısı ölçümlerini birleştiren bir algoritma kullanılarak tahmin edilmiştir. Bu algoritma, tahmini beyin yaşı ile katılımcıların kronolojik yaşı arasındaki farkı ölçmüş ve buna beyin yaşı farkı tahmini adı verilmiştir.
Tahmini beyin yaşı kronolojik yaştan yüksekse, beynin yapısal özelliklerinin daha yaşlı bir bireye daha çok benzediğini göstermektedir. Tersine, tahmini beyin yaşı kronolojik yaştan düşükse, beynin yapısal özellikleri daha genç bir bireyin özelliklerine benzemektedir.
Cinsiyet, demografik, ailevi ve davranışsal faktörler
Lay-Yee ve meslektaşları analizlerini çeşitli potansiyel karıştırıcı faktörler için de ayarladılar. Bunlar arasında cinsiyet ve sosyo-ekonomik durum gibi sosyo-demografik faktörlerin yanı sıra aile faktörleri (ergenlik çağındaki anne, tek ebeveyn, ikamet değişikliği, kötü muamele) ve çocuk-davranış faktörleri (özdenetim, endişe/korku) yer almaktadır.
Araştırmacılar, bu faktörleri kontrol ettikten sonra, sadece yetişkin izolasyon grubundaki bireylerin tahmini beyin yaşının, hiç izolasyon yaşamamış olanlara göre ortalama 1,73 yaş daha büyük olduğunu bulmuşlardır.
“Buradan çıkarılacak mesaj, uzun vadede size daha iyi beyin sağlığı ve bilişsel işlev – ve diğer faydalar – sağlayacak olan sosyal ilişkilerinizi sürdürmek olacaktır. Ayrıca, sosyal temasa ihtiyaç duyabilecek diğer kişilere ulaşmaya çalışın,” dedi Lay-Yee.
Kalıcı çocuk-yetişkin izolasyonu grubunun beyin yaşı da hiç izole edilmemiş gruba kıyasla önemli ölçüde daha yüksekti. Bununla birlikte, bu ilişki, karıştırıcılara göre ayarlandıktan sonra anlamsız hale geldi.
Erken dönemde izolasyona maruz kalmak etkilemiyor
İlginç bir şekilde, araştırmacılar çocukluk döneminde tek başına sosyal izolasyon yaşamanın (sadece çocuk izolasyonu) yetişkinliğin ortasında daha ileri beyin yaşı ile ilişkili olmadığını bulmuşlardır. Bu sonuç, sosyal izolasyona erken maruz kalmanın yaşamın ilerleyen dönemlerinde beyin sağlığı üzerinde daha önemli bir etkiye sahip olacağını varsayan ilk hipotezlerine aykırıydı.
Lay-Yee, “Çocuklukta yaşanan sosyal izolasyonun beyin yaşı üzerinde kalıcı bir olumsuz etkiye sahip olmadığını görmek bizi şaşırttı” dedi. “Bu, bir kişinin sosyal ilişkilerini geliştirmek için asla çok geç olmadığını gösteriyor.”
Nedensel değil ilişkisel sonuç
Lay-Yee, “Bulgularımız sosyal izolasyon ile ileri beyin yaşı arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor, ancak bu ilişkinin nedensel olup olmadığından emin olamıyoruz” dedi. “Sosyal izolasyonun gerçekten de ileri beyin yaşına yol açıp açmadığını ve mekanizmaların neler olabileceğini doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”
Kaynakça:
– Eric W. Dolan. (17.08.2023). “Social isolation in adulthood tied to accelerated brain aging, new research reveals” PsyPost.
– Lay-Yee, R., Hariri, A., Knodt, A., Barrett-Young, A., Matthews, T., & Milne, B. (2023). Social isolation from childhood to mid-adulthood: Is there an association with older brain age? Psychological Medicine, 1-9. doi:10.1017/S0033291723001964.
Bizi takip edin: