Genetik faktörler ergenlerde depresyon kalıplarını öngörebiliyor
Ergenlik; beyin ve vücut değişikliklerinin yaşandığı, çoğunlukla depresyon da dahil olmak üzere zihinsel sağlık sorunlarının başlangıcından itibaren aynı zamana denk gelen kritik bir dönemi içermektedir.
Depresyon oranları 13-18 yaş arasında önemli ölçüde artmakta ve semptomların şiddeti, yetişkin başlangıçlı depresyona kıyasla daha yüksek olma eğilimi göstermektedir. Yapılan bu yeni çalışma, paylaşılan genetik faktörlerin ergenlerde depresyon gidişatını nasıl etkilediğini araştırmayı ve ergen depresyonunun doğası ve etiyolojisi hakkında literatüre katkı sağlamayı amaçlamıştır.
Çalışma, iki büyük ergen grubundan elde edilen verilerle gerçekleştirilmiştir: Ergen Beyin ve Bilişsel Gelişim (ABCD) çalışması ve Avon Ebeveynler ve Çocuklarla İlgili Uzunlamasına Çalışma (ALSPAC). Kuzey Amerika merkezli ABCD çalışmasına başlangıçta 9-10 yaş arası 11.876 katılımcı dahil edilirken, Birleşik Krallık merkezli ALSPAC çalışmasına 1991 ile 1992 yılları arasında doğan 15.645 çocuk dahil edilmiştir.
Depresyon semptomlarını ölçmek için araştırmacılar, her gruba özel, doğrulanmış öz bildirim ölçekleri kullanmışlardır. ABCD çalışmasında, her altı ayda bir toplanan altı maddelik içselleştirilmiş belirtilerin alt ölçeğini içeren Kısa Sorun İzleme (BPM) ölçeği kullanılmıştır.
ALSPAC çalışmasında, klinik depresyonun göstergesi olan ve 13 maddeden oluşan yıllık bir koleksiyon olan Kısa Ruh Hali ve Duygu Anketi’ni (SMFQ) kullanılmıştır. Bu önlemler, araştırmacıların zaman içinde depresyon semptomlarındaki değişiklikleri izlemesini sağlamıştır.
Yedi ana psikiyatrik özellik için genom çapında ilişkilendirme çalışmaları (GWAS) aracılığıyla genetik veriler elde edilmiştir. Bunlar; anksiyete, nevrotiklik, majör depresif bozukluk, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (ADHD), otizm spektrum bozukluğu (ASD), şizofreni ve bipolar bozukluk.
Araştırmacılar, Genomik Yapısal Eşitlik Modellemesini (GenomicSEM) kullanarak, psikiyatrik koşullara genetik yatkınlığı temsil eden ve genetik p-faktörü olarak adlandırılan paylaşılan genetik riski analiz etmek için veriler birleştirilmiştir.
Araştırmacılar, depresyon semptomlarının zaman içindeki farklı gidişatlarını belirlemek için büyüme karışımı modellemesi (GMM) uygulanmıştır. Bu yöntem, bireyleri depresyon semptomlarına göre alt gruplara ayırmalarını sağlamıştır. Her iki grupta da dört ana yörünge belirlenmiştir: istikrarlı düşük, artan, azalan ve ergenlerin kalıcılığı.
Ergenlerin çoğunluğu, zaman içinde çok az depresif semptom sergileyen ya da hiç göstermeyen istikrarlı düşük gruba girmiştir. Diğer üç grup, değişen depresyon belirtileri kalıpları göstermiş; ısrarcı ergen grubu ise yüksek ve tutarlı düzeyde depresyon yaşanmıştır.
Araştırma bulguları
Çalışmanın bulguları, birden fazla psikiyatrik durum için genetik riskin, kalıcı depresyon gidişatı ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu risk veya genetik p faktörü, anksiyete ya da DEHB gibi belirli durumlara yönelik bireysel genetik risklerdense depresyon gidişatıyla daha güçlü bir ilişkiye sahip olduğu görülmüştür. Kalıcı depresyon grubu, birden fazla psikiyatrik bozukluğa önemli bir genetik yatkınlık göstermiştir. Bu durum bireylerin kalıcı zihinsel sağlık sorunları konusunda genetik riskin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Ancak tüm araştırmalar gibi bu çalışma da bazı sınırlamalar içermektedir. Çalışmanın yazarları, çeşitli ABCD kohortlarındaki yörüngelerle depresyonun genetik riskini test etmek için Afrika, Doğu Asya ve Hispanik atalardaki depresyona ilişkin GWAS verilerini kullanmışlardır. Ancak diğer psikiyatrik durumlar için GWAS daha az mevcuttur. Bu da psikopatolojik riski test edemedikleri anlamına gelmektedir. Sonuçların diğer etnik gruplara genellenebilirliği de sınırlamaktadır.
Bulguların farklı genetik geçmişlere uygulanabilir olmasını sağlamak için hem GWAS çalışmalarına hem de büyük doğum kohortlarına daha çeşitli popülasyonların dahil edilmesi ihtiyacına dikkat çekmektedir.
KAYNAKÇA:
– Genetic Factors Predict Depression Patterns in Adolescents, NeuroScience.
– Grimes PZ, Adams MJ, Thng G, et al. Genetic Architectures of Adolescent Depression Trajectories in 2 Longitudinal Population Cohorts. JAMA Psychiatry.
Bizi takip edin: