Orduda görev alan kadınlarda görülen depresyonun nedenleri
Dünya çapında ordularda görev yapan kadınların oranı son yıllarda hızla arttı. Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınlar, kıdemli topluluk içinde en hızlı büyüyen alt nüfustur. Bu nedenle, askeri personelin ruh sağlığına yönelik araştırmalar için önemli bir alt popülasyon oluştururlar.
Amerika’da Askeri Psikoloji adlı dergide yayınlanan bir anket sonucunda, ABD ordusunda görev yapan kadınlarda, depresif semptomların yüksek oranda düzensiz yemek yeme ve düşük cinsel işlev arasında bir bağlantı oluşturduğuna dair kanıtlar buldu. Bulgular, cinsel işlev bozukluklarına yönelik tedavilerin, yeme bozukluğu ve depresyon belirtileri olan kadınlara yönelik tedavilere entegre edilmesinin değerli olacağını göstermektedir.
Ordudaki kadınların ruh sağlığı sorunları
Önceki çalışmalar, ordudaki kadınların ruh sağlığı sorunlarını anlamak için cinsel işlev değerlendirmesini dahil etmenin kritik olduğunu öne sürüyor. Araştırmalar, ordudaki kadınların daha önce orduda olmayanlara göre daha fazla sayıda cinsel partner bildirdiklerini ve cinsel travma gibi cinsel işlev bozukluğunu tetikleyebilecek olaylara yüksek oranda maruz kaldıklarını göstermiştir. Çalışmalar ayrıca, daha yüksek cinsel işlev bozukluğunun, bu bireylerde daha yüksek intihar riskleri ile ilişkili olduğunu bulmuştur.
Ordudaki kadınların cinsel işlevi genellikle yeterince çalışılmamış bir konu olmasına rağmen, mevcut bulgular cinsel işlev bozukluğunun düzensiz yeme davranışları ve depresif belirtilerle ilişkili olduğunu göstermektedir.
Çalışma nasıl gerçekleşti?
Utah Eyalet Üniversitesi’nden Whitney S. Livingston ve meslektaşları, asker kadınlarda depresyon, düzensiz beslenme ve cinsel işlev bozukluğu arasındaki ilişkinin doğasını incelemek istediler. Bu amaçla askerlik geçmişi olan 494 kadının anket yanıtlarını analiz ettiler. Bu veriler, “kadın askerler veya kadın gazilerin; ilişki doyumu, cinsel işlev ve askeri cinsel travma arasındaki ilişkiyi incelemek” için veri toplayan daha geniş bir veri kümesinden alınmıştır. Katılımcıların her biri katılımları için 15 dolar aldı.
Katılımcılar ırklarını, etnik kökenlerini, yaşlarını, medeni durumlarını, askerden terhis olma durumlarını, askeri cinsel travma geçmişlerini ve bir A Kriteri olayına maruz kalma olasılıklarını soran bir demografik envanter doldurdular. DSM-IV-TR’de tanımlandığı gibi, bir Kriter A olayı şu anlama gelir: A1) gerçek veya ölüm tehdidi veya ciddi yaralanma veya kendisinin veya başkalarının fiziksel bütünlüğüne yönelik bir tehdit içeren bir olayı yaşamak, tanık olmak veya bunlarla karşı karşıya kalmak ve A2) yoğun korku, çaresizlik veya dehşet yaşamak.
Kadınlar ayrıca cinsel işlev (Kadın Cinsel İşlev İndeksi), düzensiz yeme (Yeme Bozukluğu Muayenesi – Anket, EDE-Q) ve depresif belirtiler (Hasta Sağlık Anketi-9, PHQ-9) değerlendirmelerini tamamladı.
Bulgular neler?
Araştırmacılar, “Öz bildirim ölçümlerine dayanarak, katılımcıların sırasıyla %58.70, %38.5 ve %44.13’ünde olası cinsel işlev bozukluğu, yeme bozukluğu ve depresif bozukluklar bulundu” diye yazdı. Düzensiz yeme, depresif belirtiler ve cinsel işlev bozukluğu arasındaki ilişki doğrulandı. Bununla birlikte, “daha yüksek düzensiz yeme semptomları ile daha düşük cinsel işlev arasındaki ilişki, daha yüksek depresif semptomlar yoluyla dolaylıydı.”
Ek olarak, daha iyi cinsel işlev, daha iyi ilişki doyumu ile oldukça güçlü bir şekilde ilişkiliydi ve cinsel işlev, genç kadınlarda biraz daha iyi olma eğilimindeydi. Depresif belirtiler, beyaz dışındaki ırklardan kadınlarda, askeri cinsel travma deneyimi olanlarda ve genel olarak travmaya maruz kalanlarda ve ayrıca gazilerde aktif görevli personele göre daha yaygındı.
Cinsel işlevsellik, travma veya askeri cinsel travma yaşayan katılımcılarda, gazilerde (aktif görevli personele kıyasla) ve evli kadınlarda (evli olmayan kadınlara kıyasla) biraz daha zayıftı.
Sonuç
Çalışma, depresyon, yeme bozuklukları ve cinsel işlevsellik arasındaki ilişkiler hakkındaki bilgilere yeni bilgiler ekliyor. Ancak, karşılaştırılan gruplar arasında gözlenen farklılıkların, çalışmada yer almayan faktörlerden kaynaklanabileceği dikkate alınmalıdır. Bunun yanında, çalışma verilerinin kişisel raporlara dayandığı unutulmamalıdır. Son olarak, çalışma katılımcıları askerlik geçmişi olan kadınlardı dolayısıyla ileriki çalışmalarda bulgular askerlik yapmamış kadınlar için de incelenmelidir.
KAYNAKÇA:
– Livingston, W. S., Fargo, J. D., & Blais, R. K. (2022). Depression symptoms as a potential mediator of the association between disordered eating symptoms and sexual function in women service members and veterans. Military Psychology, 1-10.
– Vladimir Hedrih (2.01.2023). “New study explores the link between depression symptoms, disordered eating, and sexual dysfunction in military women” PsyPosts.
Bizi takip edin: