Uyku ile ilgili solunum bozukluklarının depresyon ve hava kirliliği ile ilişkisi
Uyku ile ilgili solunum bozuklukları (SRBD’ler), çeşitli nedenlerle tekrarlayan hipoksemi ve uyku sırasında uyarılma ile birlikte, solunumun kısmen veya tamamen kesilmesiyle oluşan anormal solunum hallerini ifade eder.
SRBD uyku bölünmesi ve gündüz aşırı uykululuk haline neden olmaktadır. SRDB ile metabolik bozukluklar, zayıf bilişsel işlevsellik, kardiyovasküler hastalık (CVD) arasında ilişkili olduğu bildirilmiştir.
Uykunun Yapısı
Uyanma hariç, normal bir uyku mimarisi iki türlüdür: hızlı göz hareketi uykusu (REMS) ve hızlı göz hareketi olmayan uyku (NREM). NREM uykusu da üç aşamadan oluşur: hızlı göz hareketi olmayan uyku 1 (N1), hızlı göz hareketi olmayan uyku 2 (N2) ve hızlı göz hareketi olmayan uyku 3 (N3). PSG’nin elektroensefalografi (EEG) modellerinde, uyanma, düşük genlikli bir karışık frekans paterni ile ilişkilidir; N1, teta dalgaları ile işaretlenmiştir; N2, K kompleksleri ile karakterize edilir; N3 delta dalgaları ile işaretlenmiştir. REMS ise keskin teta dalgaları ve bazen düşük genlikli karışık frekans dalgaları ile işaretlenmiştir.
Bununla birlikte, SRBD hastalarında sık uyanma ve hipokseminin normal uyku yapısını bozduğu bildirilmiştir. Çoklu uyanma, hafif uykudan derin uykuya geçişi kesintiye uğrattı ve uyku evrelerinin oranını değiştirdi.
Depresyon ve Uyku ile İlgili Solunum Bozuklukları
Normal popülasyonda yaşam boyu depresyon prevalansı yaklaşık %10,8’dir. Bununla birlikte, SRBD hastalarının depresyon geliştirme riski daha yüksektir. Örneğin, büyük bir çalışma, SRBD hastalarında depresyon prevalansının %21,8 olduğunu göstermiştir. Obstrüktif uyku apnesi (OUA) hastalarında depresyon prevalansının normal popülasyona göre daha yüksek olduğu kanıtlanmıştır. Uyku yapısının bozulması ve hipoksi, SRBD’li hastalarda depresyonun nedeni olarak kabul edilir. Örneğin, uyku bozuklukları ve tekrarlayan hipoksemi, uyku ve ruh halini düzenleyen nörotransmisyon yollarının düzensizliği ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, nörotransmitterlerin düzensizliğinin de depresyona neden olduğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle, SRBD hastaları depresyon riski taşıyan bir popülasyon olabilir.
Hava Kirliliği ve Uyku ile İlgili Solunum Bozuklukları
Son zamanlarda, hava kirliliğinin SRBD’ler üzerindeki etkileri rapor edilmiştir. Azot dioksit (NO2) ve ozon (O3) gibi gaz kirliliği SRBD’lerin oluşumu ve şiddeti ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, orta ve şiddetli depresif durum riskinin, artan CO maruziyeti ile ilişkili olduğu bulundu. Çok sayıda çalışma, hava kirliliğinin uyku bozuklukları için önemli bir risk faktörü olduğunu ortaya koymuştur. Sonuçlar SRBD hastalarının hava kirliliğine kısa süreli maruziyet nedeniyle depresyon riski altında olabileceğini düşündürmektedir.
KAYNAK:
– Lo, K., Chiang, L. L., Hsu, S. M., Tsai, C. Y., Wu, D., Chou, C. J., … & Liu, W. T. (2021). Association of short-term exposure to air pollution with depression in patients with sleep-related breathing disorders. Science of the Total Environment, 786, 147291.
– Billings, M. E., Gold, D., Szpiro, A., Aaron, C. P., Jorgensen, N., Gassett, A., … & Redline, S. R. (2019). The association of ambient air pollution with sleep apnea: the Multi-Ethnic Study of Atherosclerosis. Annals of the American Thoracic Society, 16(3), 363-370.
Bizi takip edin: