Yaşlı yetişkinlerde depresyon ve hafıza kaybı arasında çift yönlü bağlantı
Yaşlanma süreci, çoğunlukla yaşlı yetişkinlerde hafif bilişsel düşüşlere sebep olmakta ve daha ciddi vakalarda hafif bilişsel bozulma veya demans gibi durumlara yol açmaktadır.
Yaşlı yetişkinlerde depresif belirtiler oldukça yaygındır ve genellikle ciddi yaşam olayları veya altta yatan sağlık koşulları tarafından tetiklenir. Bu yaş grubunda hem bilişsel gerileme hem de depresif belirtiler sıklıkla bir arada görülmektedir. Bunların eş zamanlı olarak görülmesi göz önüne alındığında, birinin diğerini etkileyip etkilemediğini anlamak, yaşlı yetişkinler için tedavi ve bakım stratejilerinin gelişmesine sebep olmaktadır.
Araştırmacılar, İngiltere bulunan 50 yaş ve üzeri yetişkinlerin olduğu bir çalışma gerçekleştirdiler. Bu çalışmada katılımcıların 2002’den 2018’e kadar 16 yıllık bir süre boyunca takibi yapılmıştır. Kriterleri içeren 8.268 katılımcı çalışmaya dahil edilmiştir. Bilişsel işlevsellik, hafıza hatırlama testleri ve sözel akıcılık testleri kullanılarak ölçüm yapılmıştır. Hafıza hatırlama, ilgisiz 10 kelimeden oluşan bir listeden oluşmaktaydı. Sözel akıcılık ise katılımcılardan bir dakika içinde mümkün olduğu kadar çok hayvanın adını vermeleri istenerek değerlendirilmiştir.
Çalışma Bulguları
Depresif belirtiler, katılımcılara geçen haftaki depresif belirtilerini ölçem Epidemiyolojik Araştırmalar Merkezi Depresyon Ölçeği’nin sekiz maddelik versiyonu kullanılmıştır. Araştırmacılar, çalışmanın başlangıcında oluşan daha yüksek düzeydeki depresif belirtilerin, 16 yıllık dönemde daha zayıf hafızayla ve daha hızlı hafıza kaybıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Öte yandan başlangıçtaki zayıf hafıza, zamanla daha yüksek düzeyde depresif belirtilerle ilişkilendirilmiştir. Bu, depresyonun yalnızca hafızayı etkilemediğini, bununla birlikte hafıza sorunlarının da depresyonu kötüleştirebileceğini göstermektedir. Başlangıçtaki depresif belirtiler daha zayıf sözel akıcılıkla bağlantılıyken, depresif belirtilerin zaman içinde sözel akıcılıkta meydana gelen değişiklikleri etkilediğine dair bulgu bulunmamaktadır. Ayrıca başlangıçtaki sözel akıcılık, depresif belirtilerdeki değişiklikleri anlamlı şekilde öngörmedi.
Çalışma, depresif belirtiler ile bilişsel işlevler arasındaki ilişkideki potansiyel kafa karıştırıcı faktörleri hesaba katmak için yaş, cinsiyet, eğitim, zenginlik, uzun süredir devam eden hastalık, kişisel sağlık durumu, sigara içme durumu, alkol tüketimi ve fiziksel aktiviteyi de kontrol etmiştir. Ancak tüm araştırmalarda olduğu gibi bu çalışmanın da bazı sınırlamalar da bulunmaktadır. İlk olarak, önemli sayıda katılımcının çoğu zaman ölüm nedeniyle takip edilememesi, potansiyel olarak sonuçların çarpıtılmasına sebep olmuştur. Bu katılımcılar genellikle daha yaşlı, daha az eğitimli ve sağlık durumları daha kötü olduğu görülmektedir. Bu da gözlemlenen ilişkilerin gerçek boyutunun daha belirgin olabileceği anlamını içermekteydi. Üstelik depresif belirtiler, bilişsel işlevler üzerinde farklı etkileri olabilecek farklı depresif belirti türleri arasında ayrım olmaksızın geniş bir şekilde ölçüm yapılmıştır. Gelecekteki araştırmalar bu nüansları daha ayrıntılı olarak araştırılması önerilebilir.
KAYNAKÇA:
– Yin, J., John, A., & Cadar, D. (2024). Bidirectional associations of depressive symptoms and cognitive function over time. JAMA Network Open, 7(6), e2416305-e2416305.
– PysPost (24.06.2024). Bidirectional associations of depressive symptoms and cognitive function over time.
Bizi takip edin: