Erken bipolar tanısının intihar üzerinde etkisi
Bipolar bozukluk, gençler arasındaki tüm intiharların yaklaşık yüzde beşinin temelini oluşturmaktadır. Genellikle 12 ile 25 yaşları arasında ortaya çıkan tekrarlayan mani ve depresyon ataklarıyla karakterizedir. Önceki çalışmalar bipolar bozukluğun teşhis ve tedavisinin altı yıla kadar sürebildiğini göstermiştir. Epidemiyolojik çalışmalarından elde edilen verilerle yapılan karşılaştırmalar, İsveç’te 15-19 yaş arası bireylerde yetersiz teşhisin yüksek olduğunu göstermektedir.
JAMA Psychiatry’de yayınlanan bir çalışma, bipolar tanısının daha yaygın olduğu İsveç bölgelerinde daha az erkek çocuğun intihar ettiğini gösteriyor. Karolinska Enstitüsü Klinik Sinirbilim Bölümü’nde doktora öğrencisi olan çalışmanın ilk yazarı Peter Andersson, “Bipolar bozukluk, yaşamın erken dönemlerinde ortaya çıkan kişiler için genellikle daha sıkıntılıdır ve intihar riskiyle en fazla ilişkili psikiyatrik bozukluklardan biridir” diyor.
Büyük bölgesel farklılıklar
Araştırmacılar, 2008-2021 yılları arasında İsveç’in 21 bölgesinden alınan kayıt verilerini kullanarak, bipolar bozukluk teşhisi konan 15-19 yaş arası kişilerin sayısındaki bölgesel farklılıkları ve nüfus büyüklüğüne göre ayarlanmış teşhisler ile erkekler ve kadınlar için doğrulanmış intiharlar arasındaki korelasyonu inceledi.
Bu yaş grubundaki 585 doğrulanmış intiharı içeren sonuçlar, bipolar bozukluk teşhisi konan gençlerin yüzdesinde büyük bölgesel farklılıklar olduğunu göstermiştir.
Tanı konanlarda düşük intihar oranları
Çalışmada ayrıca daha yüksek sayıda nüfusa göre ayarlanmış bipolar tanısı ile erkeklerde daha düşük intihar oranları arasında bir ilişki bulunmuştur.
Stockholm’de çocuk ve ergen psikiyatrisi alanında asistan ve Karolinska Enstitüsü Klinik Sinirbilim Bölümü’nde doktora sonrası araştırmacı olan yazar Adrian E. Desai Boström, “Sonuçlarımız, erkek çocuklar arasındaki intihar oranının, en çok bipolar tanısı konulan bölgelerde, en az konulan bölgelere göre neredeyse yüzde beş daha düşük olduğunu gösteriyor” diyor.
“Bu durum, bipolarizm teşhisi ve tedavisinde yapılacak iyileştirmelerle İsveç’teki genç erkekler arasında intiharın azaltılabileceğini düşündürmektedir.”
Bazen yanlış teşhis konuyor
Çalışmanın tamamlayıcı analizleri, bipolar tanı sayısı ile erkek çocuklar arasında daha düşük intihar oranları arasındaki ilişkinin, bipolar epizodlarının sayısından, depresyon veya şizofreni tanılarından bağımsız olduğunu göstermiştir.
Duygudurum dengeleyici lityum için yazılan reçete sayısı, daha fazla bipolar tanısı konduğunda paradoksal olarak azalsa da en az bir kez lityum alan erkek çocuk sayısında artış gözlenmiştir.
Araştırmacılar bu durumun, bipolar bozukluğu olan erkek çocukların sıklıkla lityum tedavisine başladıkları ancak daha sonra çeşitli nedenlerle diğer duygudurum dengeleyici ilaçlara geçtikleri şeklinde yorumlanabileceği varsayımında bulunmuşlardır.
Araştırmacılar ayrıca yanlış yönlendirilmiş tedavinin, hiç tedavi görmemeye kıyasla daha yüksek intihar oranlarına yol açabileceği riskini de görmektedir.
Andersson, “Örneğin, bazı gençler psikiyatri servisleri tarafından, ilgili yasaların hükümleri uyarınca sosyal hizmetlere aktarılabilir” diyor.
“Bipolar hastalara bazen yanlışlıkla ‘normal’ depresyon teşhisi konulduğunu da biliyoruz.”
Ekip şimdi ileri psikiyatrik tedavilerin bipolar bozukluğu ve diğer ciddi psikiyatrik rahatsızlıkları olan gençler üzerindeki etkilerini daha fazla araştırmayı planlıyor.
KAYNAKÇA:
– NeuroscienceNews (24.05.2023). Early Bipolar Diagnosis Linked to Lower Suicide Rates in Boys.
– Andersson, P., Jokinen, J., Jarbin, H., Lundberg, J., & Boström, A. E. D. (2023). Association of bipolar disorder diagnosis with suicide mortality rates in adolescents in Sweden. JAMA psychiatry.
Bizi takip edin: