Sosyal korku beyinde nasıl düzenleniyor?

İnsanların izlediği ya da değerlendirdiği ortamlarda yaşanan korku ve kaygı, oldukça yaygın bir deneyimdir. Topluluk önünde konuşma, yabancılarla etkileşim ya da sosyal olarak yargılanma hissi birçok kişide yoğun stres yaratabilir.
Oksitosin üzerine yeni bulgular
Ancak yeni bir beyin görüntüleme çalışmasına göre, bu tür sosyal korkular ile sosyal olmayan korkular beynimizde aynı şekilde işlenmiyor. Ve bu farkta önemli bir rol oynayan bir madde var: oksitosin.
Korku gerçek hayata yakın ortamda incelendi
2025 yılında Advanced Science dergisinde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, korkuyu laboratuvar ortamının dışına taşıdı.
Katılımcılar:
- Korku uyandıran kısa film sahneleri izledi
- Bazı sahneler sosyal içerikliydi (insanlarla ilgili)
- Bazıları ise sosyal olmayan tehditler içeriyordu
Katılımcılara burun spreyi yoluyla ya oksitosin ya da sahte sprey verildi ve beyin aktiviteleri fonksiyonel MR ile ölçüldü.
Oksitosin her türlü korkuyu azaltmadı
Araştırmanın en dikkat çekici bulgusu şuydu: Oksitosin, korkuyu genel olarak azaltmadı.
Etkisi yalnızca sosyal korku sahnelerinde ortaya çıktı.
Yani oksitosin alan katılımcılar, insanlar arası durumları içeren korku sahnelerinde kendilerini daha az korkmuş hissetti. Ancak hayvanlar, doğa olayları ya da sosyal olmayan tehditler söz konusu olduğunda bu etki görülmedi.
Bu bulgu, oksitosinin “genel bir sakinleştirici” değil, bağlama duyarlı bir düzenleyici olduğunu düşündürüyor.
Beyinde ne oldu?
Beyin görüntüleme sonuçları da bu tabloyu destekledi.
Oksitosin sonrası: Beynin duyguları kontrol eden bölgeleri daha aktif hale geldi. Bu bölgeler, korku merkezi olan amigdala ile daha güçlü iletişim kurdu.
Araştırmacılara göre bu durum, beynin korku tepkisini daha iyi denetleyebilmesini sağlıyor. Nitekim, bu beyin bölgeleri arasındaki iletişim ne kadar güçlüyse, katılımcıların hissettiği korku da o kadar azdı.
Korku tek bir merkezden yönetilmiyor
Çalışma ayrıca korkunun sadece tek bir beyin bölgesinden değil, beynin farklı ağlarının birlikte çalışmasıyla düzenlendiğini gösterdi.
Oksitosin, dikkat, kontrol ve içsel değerlendirme ile ilişkili beyin ağları arasındaki iletişimi artırdı. Bu da korkunun, beynin genel işleyişindeki dengeyle yakından ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
Bu bulgular neden önemli?
Araştırma, korkunun özellikle sosyal bağlamda neden daha yoğun yaşanabildiğine dair önemli ipuçları sunuyor.
Aynı zamanda:
- Sosyal kaygı bozukluğu
- Travma sonrası stres bozukluğu
- Bazı depresyon tipleri
gibi durumlarda, beynin sosyal tehditlere neden aşırı tepki verdiğini anlamamıza yardımcı olabilir.
Önemli bir hatırlatma
Bu çalışma sağlıklı bireylerde yapıldı. Oksitosin şu aşamada bir tedavi olarak değerlendirilmemeli.
Araştırmacılar, bu etkinin hasta gruplarında da görülüp görülmeyeceğini anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Bu çalışma, korkunun sadece “tehlike” ile değil, sosyal bağlam ile de yakından ilişkili olduğunu gösteriyor. Oksitosin ise bu sosyal korku durumlarında beynin dengeyi yeniden kurmasına yardımcı olabilecek önemli bir biyolojik sistem olarak öne çıkıyor.
İnsan beyninin sosyal yapısını anlamak, kaygı ve korkuya dair daha hedefli ve kişiye özgü yaklaşımların önünü açabilir.
Kaynakça:
– Fu K. ve ark. (2025). Oxytocin reduces subjective fear in naturalistic social contexts. Advanced Science.
Bizi takip edin: