Beynimizdeki gürültüler

Beynimizdeki gürültüler

Bilim insanları beynimizi anlamaya çalışırken uzun yıllar boyunca tek bir hedefe odaklanmışlardır: karmaşık nöronal faaliyetler içinde düzenli, tekrarlanabilir ve öngörülebilir desenler bulmak.

“Gürültü” (neural noise) veya “değişkenlik” (neural variability) olarak adlandırılan rastlantısal dalgalanmalar ise çoğunlukla ölçüm hatası ya da deneysel protokolün kusuru olarak görülmüştür. Son on yılda bu yaklaşım hızla değişiyor.

Artık biliyoruz ki, bu görünüşte düzensiz dalgalanmalar beynin işlevselliğinin ve uyum yeteneğinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Bu yazımızda bu paradigmanın altını çizerek beyin uyarımı araştırmalarında “sinirsel değişkenlik” (neural variability) kavramını merkeze alan Carlo Miniussi ve Marta Bortoletto’nun Neuroscience and Biobehavioral Reviews’da yayımlanan makalesini ele alacağız.

Yazarlar yürüttükleri bu çalışmada bireyler arasındaki nöronal farklılıkların ve hatta aynı kişinin farklı zamanlardaki “beyin durumlarının” nörostimülasyon sonuçlarını güçlü biçimde belirlediğini gösteriyor. Başka bir deyişle, “tek tip protokol” (uniform stimulus-locked effects / deterministic framework) yerine olasılıksal (probabilistic approach) ve bireye özgü bir yanıt dağılımı söz konusu olmakta. Bu yaklaşım, hem temel araştırmalar hem de klinik uygulamalar için daha etkili ve kişiselleştirilmiş protokollere kapı aralıyor.

Sinirsel değişkenlik ve “gürültü”nün işlevi

Makale, sinirsel değişkenliği “beynin doğal dalgalanmaları” olarak tanımlıyor. İyon kanallarının rastgele açılıp kapanmasından sinaptik iletimin değişkenliğine kadar pek çok hücresel süreç bu dalgalanmaların kaynağı. Yani beyin, tek bir uyarana her seferinde birebir aynı yanıtı vermeyip küçük sapmalar gösteriyor.

Bu “yanıt değişkenliği” aslında sistemin esnekliğini korumasını ve yeni bilgileri işlemeye açık kalmasını sağlamaktadır. Zayıf veya alışılmadık bir uyarı geldiğinde, arka plandaki gürültü sinyali karar eşiğinin üzerine taşıyarak algılamayı kolaylaştırabilmektedir. “Stokastik rezonans” denen bu olgu, belli bir düzeydeki dışsal gürültünün bile bilgi işleme kapasitesini artırabileceğini göstermektedir.

Uyarımda “tek protokol” yanılgısı

Non-invaziv beyin uyarımı uygulamaları (NIBS) -örneğin transkraniyal manyetik uyarım (TMS) ya da doğru akım uyarımı (tDCS)- bilişsel ve motor işlevleri modüle etme potansiyeline sahiptir. Ancak bugüne kadar yapılan çalışmalar, aynı protokolün farklı bireylerde çok farklı sonuçlar doğurabildiğini ortaya koymaktadır.

Bu çalışma bunun yalnızca teknik eksikliklerden değil, bireylerin kendine özgü “biyotiplerinden” ve anlık “beyin durumlarından” da kaynaklandığını savunuyor. Kortikal “uyarılabilirlik” düzeyi, uyanıklık hali, hormonal durum veya görev sırasında sergilenen bilişsel stratejiler gibi faktörler, uyarımın etkisini dramatik biçimde değiştirebiliyor.

Bu nedenle yazarlar, “deneysel değişkenlik” ile “sinirsel değişkenliği” birbirinden ayırmayı önermekteler. İlkinin titizlikle standartlaştırılarak en aza indirilmesinin, ikincisinin ise ölçülerek ve modellenerek protokollere entegre edilmesinin altını çiziyorlar.

Gürültüyü avantaja çevirmek: Olasılıksal ve kapalı döngü yaklaşımlar

Makale, NIBS uygulamalarının protokollerinin bireysel beyin durumlarına göre uyarlanmasını sağlayacak bir “olasılıksal çerçeve” de sunmaktadır. Bunun pratikteki karşılığı, EEG, MRI, davranışsal skorlar ve hatta genetik bilgileri birleştirerek uyarımın zamanı, şiddeti ve süresinin kişiye özel belirlenmesidir. Örneğin EEG’de alfa dalgasının belli bir fazında TMS uygulamak ya da kortikal kalınlık verisine göre akım yönünü seçmek gibi stratejiler, uyarımın etkisini öngörülebilir kılabilir.

Bir adım ötesinde, “kapalı döngü” sistemler (closed-loop protocols) sayesinde beyin aktivitesi gerçek zamanlı izlenerek uyarım parametreleri anında ayarlanabilir. Bu, bireyin anlık beyin durumuna göre dinamik bir müdahale anlamına gelir. Makalede bahsi geçen “sanal beyin ikizi” (virtual brain twin) kavramı, çoklu veri kaynaklarını kullanarak kişinin dijital bir beyin modelini oluşturmayı ve bu model üzerinden uyarım protokollerini optimize etmeyi hedefler.

Plastisite, uyarılabilirlik ve evreye bağımlılık

Yazarlar ayrıca uyarılabilirlik, sinaptik “plastisite” ve “gürültü” arasındaki ince ilişkiyi vurguluyor. Uyarılabilirliğin artması, yalnızca hedef sinyale yanıtı değil, rastlantısal nöronal ateşlemeleri de artırarak gürültüyü yükseltebilir. Bu durum bazen öğrenmeyi ve plastisiteyi kolaylaştırırken, bazen de performansı bozabilir. Dolayısıyla hem anlık beyin durumu hem de önceki deneyimlerin oluşturduğu “metaplastisite” eşiği dikkate alınmalıdır.

Gelecek perspektifi: Daha hassas ve kişiselleştirilmiş nörostimülasyon

Miniussi ve Bortoletto’nun çerçevesi, beyin uyarımını deterministik bir “girdi-çıktı” süreci yerine karmaşık ve dalgalanan bir sisteme uygulanan dinamik bir “pertürbasyon” olarak görmemizi sağlıyor. “Sinirsel değişkenlik”, artık aşılması gereken bir engel değil; bilinçli şekilde ölçülüp kullanılacak bir kaynak. Bu sayede nöromodülasyon teknikleri, beynin uyarılabilirlik ve inhibitör mekanizmaları arasındaki kritik dengeyi kişiye özel biçimde ayarlayabilir. Böylece hem araştırma sonuçları daha tekrarlanabilir hale gelir hem de klinik uygulamalar daha etkili olur.

Özetle bu çalışma aracılığıyla denilebilir ki; beynin “gürültüsü” (neural noise) yalnızca rastlantısal bir karmaşa yorumlanamaz, bu gürültü aynı zamanda öğrenme, esneklik ve adaptasyonun temeli statüsündedir. Yıllar içerisinde bilim insanlarının bu gürültüyü avantaja çevirecek yöntemler geliştirmesi, hem beynin nasıl çalıştığını daha iyi anlamamızı hem de non-invaziv beyin uyarım tekniklerinin potansiyelini en üst düzeye çıkarmamızı sağlayabilir.

KAYNAKÇA:
Miniussi, C., & Bortoletto, M. (2025). Harnessing neural variability: Implications for brain research and non-invasive brain stimulation. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 106312.

    formu doldurun, biz sizi arayalım

    Veri Sorumlusu: Prof. Dr. Kemal Arıkan
    Adres: Halaskargazi Cad. No: 103, Gün Apt, Daire: 4B, 34371 Osmanbey/İstanbul
    E-posta: info@kemalarikan.com

    Paylaşmış olduğunuz kişisel ve özel nitelikli kişisel verileriniz, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) uygun olarak ve Tıp mevzuatı kapsamında yerine getirmiş olduğumuz hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmektedir. Danışanlarımız için hazırlanan Danışan KVKK aydınlatma Metnini ayrıca okuyunuz.

    Kişisel Verilerinizin Toplanması Usulü ve Hukuki Sebebi

    Kişisel verileriniz elektronik ortamda toplanmaktadır. Web sitemizdeki randevu alın kısmında form doldurduğunuzda da burada amaçla bağlantılı veri toplama faaliyeti yapılmış olacaktır.  Web sitemiz ve randevu Formunun bağlı olduğu e-posta yurt içi sunucularda barındırılmaktadır.

    Kişisel verileriniz; web sitesi üzerinden internet erişimleri 5651 sayılı kanun kapsamında log kaydı (ip adresi ve zaman damgası, trafik bilgileri, cihaz bilgisi, hangi sayfada ne kadar süre kaldığı vb.) domain-Server sağlayıcı tarafından tutulabilir. Web sitemizde reklam amaçlı çerezler kullanılmamaktadır. Çerezleri kapatma yöntemi politikada belirtilmektedir. Web sitesi adres, iletişim, hizmet sunulan alanlar hakkında bilgi verilmesi amacı ile uygulamaya konulmuştur.

    Kişisel verilerinizin işlenmesinin hukuki sebepleri;
    – 5651 sayılı Kanun
    – Meşru menfaat

    Kişisel Verilerinizin İşlenmesi Amacı

    Kişisel verileriniz KVKK 4/2 maddesinde belirtilen ilkeler dikkate alınarak, Sağlık ile ilgili mevzuat çerçevesinde öngörülen faaliyet çerçevesinde; sağlanan hizmetlerden yararlanabilmenizi ve hizmetlerimizin tanıtımını temin edebilmek, mevzuatın getirdiği saklama yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve diğer yükümlülüklere uymak amaçlarıyla işlenecektir.

    Kişisel verileriniz mevzuatta belirtilen süreler, mevzuatta düzenleme olmaması halinde meşru menfaat uygulamalarına bağlı olarak amaçla orantılı süre boyunca saklandıktan sonra dijital olanlar geri dönüşümsüz olarak silinme yoluyla imha edilmektedir. İlgili kişinin silme talebi halinde, mevzuata aykırı olmamak şartı ile derhal yerine getirilmektedir.

    Kişisel verileri saklanması ve imha politikamızda saklama süreleri detaylı olarak planlanmıştır. 5651 sayılı Kanuna göre trafik kayıtları en az 1 yıl tutulması gerekmektedir. Uygulamamızda 1 yıllık süreye uyulmaktadır.

    Kişisel Verilerinizin Aktarılması

    Kişisel verileriniz prensip olarak yurt dışına aktarılmamaktadır. Ancak web sitemizden sosyal medya hesaplarına (Instagram, Facebook, Twitter, Youtube) yönlendiğinizde web sitemizden ayrılmış ve yurt dışından sunulan bu hesaplara geçiş yapmış olacağınız bilinmelidir.

    Web sitemiz yurtiçinden sunulduğundan bu kapsamda alınan verileriniz yurtdışına aktarılmamaktadır. Aynı şekilde web sitemizde yer alan randevu formunun düştüğü mail adresi yurtiçinden sunulması sebebiyle formda yer alan kişisel verileriniz yurtdışına aktarılmamaktadır.

    Kişisel Verileriniz, yukarıda belirtilen amaçlara, KVKK ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak, yurtiçinde bulunan Turhost (veri işleyen) sunucularında barındırılmaktadır.

    Kişisel Verisi İşlenen İlgili Kişi Olarak Haklarınız

    KVKK 11. Maddesi ve yürürlükte bulunan diğer mevzuat çerçevesinde;
    Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,

    • Kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
    • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
    • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
    • Kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
    • KVKK mevzuatında öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
    • Eksik veya yanlış verilerin düzeltilmesi ile kişisel verilerinizin silinmesi veya yok edilmesini talep ettiğinizde, bu durumun kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
    • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
    • Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde bu zararın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.

    Taleplerinizi Öne Sürerken Uyulması Gereken Usul ve Esaslar

    Kişisel verinin konusu olan siz ilgili kişi olarak yukarıda belirtilen haklarınızı, kullanmayı talep ettiğiniz hakka ilişkin açıklamalarınızı içeren yazılı veya Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun belirlediği diğer yöntemlerle, başvuruda talep ettiğiniz hususun açık ve anlaşılır şekilde

    Yukarda sunulan adrese ıslak imzalı olarak posta yolu ile, elden veya bizde kayıtlı olan e-posta hesabınızdan gönderebilirsiniz.

    Müracaatınıza esas teşkil eden hususların şahsınız ile ilgili olması, müracaatınızda kimlik ve adres bilgilerinizin bulunması gerekecektir. Kimlik doğrulaması bizde bulunan bilginizle sınırlı olarak yapılacaktır. Başkası adına müracaatta bulunacak iseniz; özel yetki içerir vekaletname ile başvurmanız gerekmektedir. Başvuru için özel bir format olmamakla birlikte web sitemizde bulunan başvuru formunu kullanabilirsiniz, talebinizin net bir şekilde yazılması net bir cevap verilmesini sağlayacaktır.

    Bizi takip edin:

    Güncel Yazılar

    Haberler