Manyetik uyarım ve zihnimizdeki ağlar

Manyetik uyarım ve zihnimizdeki ağlar

İnsanın zihinsel ve bedensel işleyişi, yalnızca tek bir bölgenin değil, karmaşık biçimde etkileşim içinde çalışan geniş bir beyin ağının ürünüdür.

Modern nörobilim, artık psikiyatrik ya da nörolojik belirtilerin bir “bölge arızası” değil, bir “ağ dengesizliği” sonucu ortaya çıktığını göstermektedir. Bu yeni bakış, hem beyin hastalıklarının anlaşılma biçimini hem de tedavi stratejilerini kökten dönüştürmektedir.

Son yıllarda yayımlanan iki önemli çalışma bu dönüşümün yönünü açık biçimde göstermektedir. Milano ve arkadaşlarının (2025) yürüttüğü “Lesion network localization of functional and somatic symptoms” başlıklı araştırma, yapısal beyin hasarlarının hangi işlevsel ağları etkileyerek bedensel ve psikolojik belirtileri ortaya çıkardığını göstermektedir. Öte yandan Siddiqi ve Fox’un (2023) “Targeting Symptom-Specific Networks With Transcranial Magnetic Stimulation” adlı derlemesi, bu ağların dışarıdan uygulanabilen manyetik uyarımla nasıl hedeflenebileceğini ve semptomların devre temelli olarak nasıl modüle edilebileceğini tartışmaktadır.

Beyin hasarlarından ağ haritalarına

Milano ve ekibinin çalışması, beyin lezyonlarının rastlantısal doğasını bir avantaja dönüştürmektedir. Farklı nedenlerle oluşmuş beyin hasarlarının, hastalarda hangi belirtilerle ilişkili olduğunu incelediklerinde, görünürde farklı bölgelerdeki lezyonların benzer semptomlara yol açtığını fark etmişlerdir. Bu bulgu, belirtilerin tek bir anatomik noktadan değil, aynı işlevsel ağa bağlı farklı bölgelerin etkilenmesinden kaynaklandığını ortaya koymaktadır.

Araştırma, 282 kişilik iki bağımsız hasta grubunu incelemiştir: iskemik inme geçirenler ve travmatik beyin hasarı yaşayanlar. Lezyon bölgeleri, 1000 sağlıklı bireyin fonksiyonel bağlantı veritabanı ile karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlar, fonksiyonel ve somatik belirtilerin orbitofrontal korteks ve dorsal anterior singulat korteks (dACC) çevresindeki bağlantıların bozulmasıyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu iki bölge, duygusal değerlendirme, ödül işleme ve bedensel farkındalık gibi işlevlerde kritik rol oynamaktadır.

Sonuç olarak araştırmacılar, bu bölgeleri kapsayan ortak bir “fonksiyonel-somatik semptom ağı” tanımlamışlardır. Bu ağ, yalnızca nörolojik belirtilerin değil, anksiyete, somatizasyon ya da işlevsel nörolojik bozukluk gibi psikiyatrik belirtilerin de altında yatan mekanizmaları anlamak açısından büyük önem taşımaktadır.

TMS ile ağların yeniden dengelenmesi

Siddiqi ve Fox’un derlemesi, Milano’nun ortaya koyduğu bu nedensel ağ anlayışını tedavi düzeyine taşımaktadır. Yazarlar, transkraniyal manyetik uyarımın (TMS) etkilerinin hedeflenen devreye bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Buna göre TMS, depresyon, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk gibi farklı psikiyatrik durumlarda yalnızca “tanıya göre” değil, “belirtiye göre” yönlendirilmelidir.

Tarihsel olarak TMS, depresyon tedavisi için sol dorsolateral prefrontal kortekse (DLPFC) uygulanmıştır. Ancak son yıllarda yapılan bağlantısallık temelli analizler, depresyonun tüm belirtilerinin aynı bölgeyle ilişkili olmadığını göstermektedir. Örneğin disforik semptomlar (üzüntü, anhedoni) subgenual singulat ile negatif bağlantılı DLPFC bölgelerine verilen uyarımla azalırken, anksiyosomatik belirtiler (irritabilite, uykusuzluk, içsel huzursuzluk) dorsomedial prefrontal korteks (DMPFC) çevresindeki uyarıma daha iyi yanıt vermektedir.

Bu durum, “her depresyon hastası aynı TMS hedefinden fayda görür” anlayışını geçersiz kılmaktadır. Artık tedavi stratejileri semptom-spesifik biçimde, hangi devre hangi belirtiyle ilişkiliyse o devreyi modüle edecek şekilde kurgulanmaktadır.

Semptom-devre kütüphanesi yaklaşımı

Siddiqi ve Fox, farklı belirtileri yöneten beyin devrelerinin bir “semptom kütüphanesi” biçiminde sınıflandırılabileceğini öne sürmektedir. Bu kütüphane; depresyon, anksiyete, ağrı, yavaşlama, irritabilite veya yürütücü işlev bozukluğu gibi farklı semptomların beyindeki olası hedef devrelerini içermektedir.

Klinisyen, hastasının baskın semptomlarını ve komorbid durumlarını değerlendirerek bu kütüphaneden uygun hedefi seçebilmektedir. Örneğin bir hastada depresyonla birlikte belirgin anksiyete varsa, DMPFC devresi öncelikli hedef olarak belirlenebilmektedir. Bu yaklaşım, kişiselleştirilmiş nöromodülasyon döneminin kapısını aralamaktadır.

Ancak yazarlar, bu hedeflerin çoğunun henüz retrospektif verilere dayandığını, prospektif klinik çalışmalara ihtiyaç bulunduğunu da vurgulamaktadır. Yine de “beyin devrelerine dayalı psikiyatri” kavramı, bugünkü tanı sistemlerinden çok daha biyolojik temelli bir yönelim sunmaktadır.

Geleceğe doğru: Görüntü rehberli psikiyatri

Her iki çalışma birlikte değerlendirildiğinde, nöropsikiyatrinin geleceği giderek daha açık görünmektedir. Fonksiyonel ağ haritalama yöntemleri, artık yalnızca hastalığı anlamak için değil, tedavi hedefini belirlemek için kullanılmaktadır. TMS’nin etkisini yönlendirmek için bireye özgü fonksiyonel bağlantı analizleri, EEG geri bildirimi, kalp atım değişkenliği ölçümleri veya nörogörüntüleme temelli kişisel haritalar kullanılmaya başlanmaktadır.

Bu gelişmeler, beyin uyarımının rastgele bir uygulama olmaktan çıkıp, nedensel haritalara dayalı bir hassas tıp aracına dönüşmekte olduğunu göstermektedir. Milano’nun lezyon temelli nedensel ağları ve Siddiqi’nin semptom odaklı TMS hedefleme modeli birleştiğinde, hem tanı hem tedavi artık aynı soruya odaklanmaktadır: “Belirtiler nerede doğar ve nasıl yeniden dengelenir?”

Özetle, görülmektedir ki; geleneksel psikiyatri, hastalıkları semptom kümeleriyle tanımlamaktadır; modern nörobilim ise her bir semptomun beyinde özgül bir ağ karşılığı olduğunu belirtmektedir. Bu paradigma değişimi, tedaviyi de dönüştürmektedir. Artık hedef, hastalık değil; hastalığı üreten devredir.

Transkraniyal manyetik uyarım, bu devrelere yönelen bir müdahale aracı olarak, nöropsikiyatrinin en umut verici köprülerinden birini oluşturmaktadır. Görünen o ki, geleceğin psikiyatrisi “tanıdan devreye, devreden semptoma” giden bir harita üzerinde ilerleyecektedir.

KAYNAKÇA:
– Milano C. et al. (2025). Lesion network localization of functional and somatic symptoms. medRxiv preprint.
Siddiqi S.H., Fox M.D. (2023). Targeting Symptom-Specific Networks With Transcranial Magnetic Stimulation. Biological Psychiatry, Elsevier.

    formu doldurun, biz sizi arayalım

    Veri Sorumlusu: Prof. Dr. Kemal Arıkan
    Adres: Halaskargazi Cad. No: 103, Gün Apt, Daire: 4B, 34371 Osmanbey/İstanbul
    E-posta: info@kemalarikan.com

    Paylaşmış olduğunuz kişisel ve özel nitelikli kişisel verileriniz, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) uygun olarak ve Tıp mevzuatı kapsamında yerine getirmiş olduğumuz hizmet ve faaliyet amaçlarımız ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak işlenmektedir. Danışanlarımız için hazırlanan Danışan KVKK aydınlatma Metnini ayrıca okuyunuz.

    Kişisel Verilerinizin Toplanması Usulü ve Hukuki Sebebi

    Kişisel verileriniz elektronik ortamda toplanmaktadır. Web sitemizdeki randevu alın kısmında form doldurduğunuzda da burada amaçla bağlantılı veri toplama faaliyeti yapılmış olacaktır.  Web sitemiz ve randevu Formunun bağlı olduğu e-posta yurt içi sunucularda barındırılmaktadır.

    Kişisel verileriniz; web sitesi üzerinden internet erişimleri 5651 sayılı kanun kapsamında log kaydı (ip adresi ve zaman damgası, trafik bilgileri, cihaz bilgisi, hangi sayfada ne kadar süre kaldığı vb.) domain-Server sağlayıcı tarafından tutulabilir. Web sitemizde reklam amaçlı çerezler kullanılmamaktadır. Çerezleri kapatma yöntemi politikada belirtilmektedir. Web sitesi adres, iletişim, hizmet sunulan alanlar hakkında bilgi verilmesi amacı ile uygulamaya konulmuştur.

    Kişisel verilerinizin işlenmesinin hukuki sebepleri;
    – 5651 sayılı Kanun
    – Meşru menfaat

    Kişisel Verilerinizin İşlenmesi Amacı

    Kişisel verileriniz KVKK 4/2 maddesinde belirtilen ilkeler dikkate alınarak, Sağlık ile ilgili mevzuat çerçevesinde öngörülen faaliyet çerçevesinde; sağlanan hizmetlerden yararlanabilmenizi ve hizmetlerimizin tanıtımını temin edebilmek, mevzuatın getirdiği saklama yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve diğer yükümlülüklere uymak amaçlarıyla işlenecektir.

    Kişisel verileriniz mevzuatta belirtilen süreler, mevzuatta düzenleme olmaması halinde meşru menfaat uygulamalarına bağlı olarak amaçla orantılı süre boyunca saklandıktan sonra dijital olanlar geri dönüşümsüz olarak silinme yoluyla imha edilmektedir. İlgili kişinin silme talebi halinde, mevzuata aykırı olmamak şartı ile derhal yerine getirilmektedir.

    Kişisel verileri saklanması ve imha politikamızda saklama süreleri detaylı olarak planlanmıştır. 5651 sayılı Kanuna göre trafik kayıtları en az 1 yıl tutulması gerekmektedir. Uygulamamızda 1 yıllık süreye uyulmaktadır.

    Kişisel Verilerinizin Aktarılması

    Kişisel verileriniz prensip olarak yurt dışına aktarılmamaktadır. Ancak web sitemizden sosyal medya hesaplarına (Instagram, Facebook, Twitter, Youtube) yönlendiğinizde web sitemizden ayrılmış ve yurt dışından sunulan bu hesaplara geçiş yapmış olacağınız bilinmelidir.

    Web sitemiz yurtiçinden sunulduğundan bu kapsamda alınan verileriniz yurtdışına aktarılmamaktadır. Aynı şekilde web sitemizde yer alan randevu formunun düştüğü mail adresi yurtiçinden sunulması sebebiyle formda yer alan kişisel verileriniz yurtdışına aktarılmamaktadır.

    Kişisel Verileriniz, yukarıda belirtilen amaçlara, KVKK ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak, yurtiçinde bulunan Turhost (veri işleyen) sunucularında barındırılmaktadır.

    Kişisel Verisi İşlenen İlgili Kişi Olarak Haklarınız

    KVKK 11. Maddesi ve yürürlükte bulunan diğer mevzuat çerçevesinde;
    Kişisel verilerinizin işlenip işlenmediğini öğrenme,

    • Kişisel verileriniz işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,
    • Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,
    • Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,
    • Kişisel verilerinizin eksik veya yanlış işlenmiş olması halinde bunların düzeltilmesini isteme,
    • KVKK mevzuatında öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerinizin silinmesini veya yok edilmesini isteme,
    • Eksik veya yanlış verilerin düzeltilmesi ile kişisel verilerinizin silinmesi veya yok edilmesini talep ettiğinizde, bu durumun kişisel verilerinizin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,
    • İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle aleyhinize bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,
    • Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğramanız halinde bu zararın giderilmesini talep etme haklarına sahipsiniz.

    Taleplerinizi Öne Sürerken Uyulması Gereken Usul ve Esaslar

    Kişisel verinin konusu olan siz ilgili kişi olarak yukarıda belirtilen haklarınızı, kullanmayı talep ettiğiniz hakka ilişkin açıklamalarınızı içeren yazılı veya Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun belirlediği diğer yöntemlerle, başvuruda talep ettiğiniz hususun açık ve anlaşılır şekilde

    Yukarda sunulan adrese ıslak imzalı olarak posta yolu ile, elden veya bizde kayıtlı olan e-posta hesabınızdan gönderebilirsiniz.

    Müracaatınıza esas teşkil eden hususların şahsınız ile ilgili olması, müracaatınızda kimlik ve adres bilgilerinizin bulunması gerekecektir. Kimlik doğrulaması bizde bulunan bilginizle sınırlı olarak yapılacaktır. Başkası adına müracaatta bulunacak iseniz; özel yetki içerir vekaletname ile başvurmanız gerekmektedir. Başvuru için özel bir format olmamakla birlikte web sitemizde bulunan başvuru formunu kullanabilirsiniz, talebinizin net bir şekilde yazılması net bir cevap verilmesini sağlayacaktır.

    Bizi takip edin:

    Güncel Yazılar

    Haberler