Kafein yoksunluğu tedavisinde kafeinsiz kahve
Belirli bir ilaca bağımlı olan bir kişi aniden o ilacı kullanmayı bıraktığında, tipik olarak bir dizi son derece rahatsız edici semptom yaşar. Semptomlar ilacın türüne bağlı olabilir ancak genellikle sinirlilik, değişen ruh hali, ağrı ve sızılar, ilaca karşı şiddetli istek, depresyon, anksiyete, uyuyamama ve diğerlerini içerir. Bu semptomların katıksız büyüklüğü ve nahoşluğu, insanların bağımlılık yapan ilaçları bırakmasının önündeki ana engellerden biridir.
Araştırmacılar sürekli olarak yoksunluk belirtilerini azaltmanın yeni yollarını arıyorlar. Bu konuda ilgisi çeken yeni yaklaşımlardan biri, plasebo etkisini kullanmaktır. Llewellyn Mills ve meslektaşları, yoksunluk belirtilerini azaltmak için plasebonun kullanılıp kullanılamayacağını araştırmak istediler. Plasebo etkisinin oluşmasının ana yolu, hastaları aldıkları maddenin araştırmacıların elde etmek istediği etkilere sahip olduğu konusunda kandırmaktır (gerçekte öyle olmadığı halde). Bununla birlikte, bu araştırmacılar, çalışma katılımcılarına bunun bir plasebo olduğunu bildirerek açıkça uygulanan bir plasebonun da istenen etkileri sağlayıp sağlayamayacağını bilmek istediler.
Yoğun kahve içenlerde kafein yoksunluk semptomlarındaki azalmayı karşılaştıran bir çalışma, bu kişilere kafeinsiz kahve vermenin, kafeinsiz olduğu söylense bile kafein yoksunluk semptomlarını önemli ölçüde azaltabileceğini buldu. Çalışma Journal of Psychopharmacology’de yayınlandı.
Kahve ve kafein yoksunluğu çalışması
Araştırmacılar çalışmayı kahve üzerinden yaptılar. Kahve kafein içerir. Çalışma yazarları, “Kafein, tolerans ve köklü bir yoksunluk sendromu dahil olmak üzere tüm bağımlılık yapan maddelerin ayırt edici özelliklerini taşıdığı için, bağımlılıkla ilgili altta yatan süreçleri modellemek için kabul edilebilir bir analogdur, ancak bunlar daha ciddi ilaçlarla karşılaştırıldığında hafiftir.”
Katılımcılar 72 düzenli kahve içicisiydi (22 erkek, 18 ile 56 yaşları arasında). Katılımcılardan her biri, her gün 3 veya daha fazla 200 mililitre fincan kahve içtiğini bildirdi. Yoksunluk belirtilerini tetiklemek için katılımcılara çalışmadan 24 saat önce kahve içmemeleri talimatı verildi ve araştırmacıların tükürük örnekleri kullanarak kahve içip içmediklerini test edecekleri söylendi. Tükürük örnekleriyle ilgili söylenenler katılımcıların kahve içmemesi için söylenmiş olup tükürük örnekleri alınsa da analiz edilmedi.
Kafein yoksunluğu belirtileri nelerdir?
Çalışmada kullanılan kafein yoksunluk semptom anketi 7 alandan sorulardan oluşuyordu:
- Yorgunluk/uyuşukluk
- Uyanıklıkta azalma/konsantrasyon güçlüğü
- Ruh hali bozuklukları
- Düşük sosyallik/çalışma motivasyonu
- Mide bulantısı/mide rahatsızlığı
- Grip benzeri duygular
- Baş ağrısı
Laboratuvara vardıklarında, katılımcılar rastgele üç gruba ayrıldı – aldatıcı, açık etiketli ve kontrol grubu. Tüm katılımcılar daha sonra bir demografik ve kafein kullanım anketi ve kafein yoksunluk semptomlarının bir değerlendirmesini (Kafein Yoksunluk Semptom Anketi, CWSQ) doldurdu. Ardından katılımcılar önünde içecekler hazırlanarak kendilerine ikram edildi.
İlk iki gruba kafeinsiz kahve verildi, ancak bir gruba (Open-Label) kafeinsiz kahve aldıkları söylendi, diğer gruba (Aldatıcı) ise normal kahve aldıklarına inandırıldı. Üçüncü gruba su verildi. Açık Etiketli ve Aldatıcı gruplarda kullanılan kahveler ya orijinal ambalajında ya da normal kahve içeriyormuş gibi görünen sahte ambalajlardaydı. Katılımcılardan kahvelerini yavaş içmeleri ve tamamen bitirmeleri istendi.
İçeceklerini içtikten sonra katılımcılara kafeinin etkisini göstermesi için 45 dakikalık bir süre verildi. Bu süreyi laboratuvarda ücretsiz çalışarak, internette gezinerek veya telefonlarını kullanarak geçirdiler. Bu sürenin ardından ikinci kez kafein yoksunluk belirtileri değerlendirmesini tamamladılar.
Kafeinsiz kahve her iki grupta da işe yaradı
- Kafeinsiz kahve içen aldatıcı ve açık etiketli gruplarda deney sırasında kafein yoksunluk puanlarının önemli ölçüde azaldığını gösterdi.
- Su içen kontrol grubu da semptomlarda bir azalma kaydetti, ancak bu durum ihmal edilebilir düzeydeydi.
- Yoksunluk belirtilerinde düşüş, aldatıcı grupta açık etiketli gruptan daha yüksekti.
Katılımcıların farklı içeceklerin yoksunluk semptomları üzerindeki etkilerine ilişkin beklentileri göz önüne alındığında, sonuçlar katılımcıların normal kahvenin yoksunluk semptomlarını azaltmada en büyük etkiye sahip olmasını beklediklerini ancak bu konuda suyun kafeinsiz kahveden daha etkili olmasını beklediklerini gösterdi. Deneyden sonra, aldatıcı gruplardaki katılımcıların, içtikleri içeceğin kendilerini daha iyi hissettireceğine inandıklarını bildirme olasılıkları, açık etiketli gruba kıyasla 10,7 kat ve kontrol grubuna göre 15 kat daha yüksekti.
Çalışmanın yazarları, “Aldatıcı gruptaki kadar büyük olmasa da, açık etiketli grupta kafein yoksunluğundaki azalma önemli ve anlamlıydı, bu da bireylerin kafeinsiz kahve içtiklerini bilseler bile kafein yoksunluğu belirtilerinin azaltabileceklerini düşündürüyor” ifadelerinde bulundu.
KAYNAKÇA:
– Mills, L., Lee, J. C., Boakes, R., & Colagiuri, B. (2023). Reduction in caffeine withdrawal after open-label decaffeinated coffee. Journal of Psychopharmacology, 02698811221147152.
– Vladimir Hedrih (10.04.2023). Giving decaffeinated coffee to heavy coffee drinkers reduces their caffeine withdrawal, study finds. PsyPost.
Bizi takip edin: