Algılanan kontrolün obsesif inançlar ve obsesif kompulsif belirtilerle ilişkisi
OKB, kontrol kavramıyla ilişkili olmakla beraber; kişinin düşüncelerini ve çevresini kontrol etmeye çalışması, davranışlarında kontrol kaybı yaşarken endişe hissetmesi OKB’de sıkça karşılaşılan bir durumdur.
Düşük kontrol algısı, OKB ve çeşitli kaygı bozukluklarında sürdürücü faktör olarak bilinmektedir. Kişiler, düşünceleri üzerindeki kontrol algılarıyla tutarlı olmayan başka bir yüksek düzeyde kontrol isteği duyduğunda sıkıntı yaşamaktadır. Aynı zamanda kontrol isteği kişiyi nötralize etme ve düşünceyi kontrol etmedeki stratejileri yeniden kazanmaya yöneltmektedir.
Yüksek düzeydeki kontrol isteğiyle uyuşmayan düşük kontrol algısı, kişiyi daha fazla kompulsiyona yöneltmekte ve böylelikle OKB belirtilerini tetiklemektedir. OKB belirtileri olan kişiler düşük kontrol algısına ve yüksek düzeyde kaygıya sahiptir. Aynı zamanda kişiler yaşadıkları tehdit ve endişe ile stresli olayların üzerinde düşük bir kontrol algısı oluşturmaktadır. Tehdit ve stresli olaylar karşısındaki düşük kontrol algısının OKB ile doğrudan bir ilişkisi olduğu bilinmektedir. OKB kökenli bir testin bilişsel modelinde kişinin kontrol edilebilirlik ile ilgili olumsuz değerlendirmesinde OKB belirtilerinin şiddetini artırdığı görülmüştür.
Algılanan kontrolün terapi sonuçlarına olan ilişkisini inceleyen bir çalışmanın bu konuda önemli kanıtlar elde etmiştir. Algılanan kontrolün OKB üzerindeki etkileri üzerinde çalışan başka bir çalışmada algılanan kontrolün OKB belirtileriyle negatif yönde bir ilişki olduğu saptanmıştır. Aynı şekilde düşük kontrol algısının OKB belirtilerinin ortaya çıkmasında doğrudan bir etkisi olduğuna dair bilgilere de ulaşılmıştır. OKB belirtilerinin yanında, kontrolle ilgili inançların da obsesif inançların gelişmesinde önemli bir faktördür.
Araştırma
Yapılan çalışmada (Güngör, 2021) algılanan kontrolün obsesif inançlar ve obsesif kompulsif belirtilerle olan ilişkilerini ve algılanan kontrolün obsesif kompulsif belirtiler üzerindeki etkisini görmeyi amaçlamıştır. Bu çalışmada kullanılan ölçekler Demografik Bilgi Formu, Algılanan Kontrol Ölçeği, Beck Depresyon Envanteri, Spielberger Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanteri, Padua Envanteri Washington Eyalet Üniversitesi Gözden Geçirilmiş Formu ve Obsesif İnanışlar Ölçeği olmuştur.
Çalışmanın ilk aşamasında kullanılan Algılanan Kontrol Ölçeği Türkçeye çevrilerek güvenirlik ve geçerlilik çalışması yapılmıştır. Çalışmanın örneklemini 18 yaş üstü 301 katılımcı oluşturmuştur. Sonuçlara bakıldığında tehdidin kontrolü, stres kontrolü ve duygu kontrolü olmak üzere üç faktörlü bir yapının varlığından söz edilmiştir. Aynı zamanda Algılanan Kontrol Ölçeğinin psikometrik güvenilirlik ve geçerlilik değerleri ortaya konmuştur.
Bulgular
Çalışmanın ikinci aşamasının örneklemi 18 yaş üstü 265 katılımcı oluşturmuştur. Sonuçlara bakıldığında algılanan kontrolün hem obsesif inançlarla hem de obsesif kompulsif belirtilerle negatif ve anlamlı düzeyde bir ilişkili olduğu saptanmıştır. Aynı zamanda algılanan kontrolün alt gruplarından olan tehdidin, obsesif kompulsif bozukluk belirtilerinin alt gruplarında kendine/başkalarına zarar vermeye yönelik obsesyonel dürtüler ve düşünceleri yordadığı görülmüştür.
Sonuç olarak yapılan çalışmadan elde edilen bulgular, literatürle ve teorik yapıyla tutarlıdır. Çalışma, algılanan kontrolün obsesif kompulsif belirtiler ve obsesif inançlar üzerindeki ilişkisini desteklemektedir.
KAYNAK:
– Güngör, M. (2021). Algılanan kontrolün obsesif inançlar ve obsesif kompulsif belirtilerle ilişkisi (Master’s thesis, Maltepe Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü).
Bizi takip edin: