Depresyondan çıkışın anahtarı olarak duyumları hissetmek
Toronto Üniversitesi bünyesinde yayınlanan Depresyon’da nüksetmeyi önleme çalışması önemli bir bulguyu rapor etti. Çalışmaya göre, üzüntü gibi duygularla ilgili fiziksel duyumları bastırmak veya engellemek, depresyon belirtilerinin iyileşmesini engelleyebilir ve depresyona nüksetmeye neden olabilir.
Üzüntüye eşlik eden fiziksel duyumlar göğüste daralma, gözyaşı, gözlerde kızarma, yutkunma güçlüğü gibi istenmeyen ancak oldukça yoğun hissedilen durumlardır. Ancak Toronto Mississauga Üniversitesi’nde psikoloji doçenti olan Norman Farb stres karşısında duyuları canlı tutmanın, özellikle depresyonu atlatmış kişilerin iyilik halinin devamı için kritik öneme sahip olduğunu keşfettiler.
Depresyonda nüksetmeyi önlemeye yönelik psikoterapinin bugüne kadarki en büyük nörogörüntüleme çalışmasında, araştırmacılar kişilerin depresyon geçmişini duygusal bir stres etkeni ile karşı karşıya kaldıklarında duyusal işlemeyi kapatma eğilimiyle ilişkilendirdiler.
Norman Farb duyumları hissetmeme eğilimiyle ilgili “Kötü şeyler hissetmekten hoşlanmıyoruz ama kısa vadeli rahatlamamızı uzun vadeli sağlığımızla dengelemenin etkilerini gerçekten düşünmüyoruz. Araştırmamız, duyguyu korumak için çalışmanın neden bu kadar önemli olduğunu açıklıyor. Duygusal stres aslında bizim duyularımızı ketliyor ancak stresle başa çıkmak için bu engelleyici etkiye karşı koymak gerekiyor.” ifadelerinde bulundu.
Çalışma nasıl gerçekleşti?
İleriye dönük planlanan depresyonu önleme çalışmasına depresyonu iyileşmiş ancak nüks etme riski taşıyan 166 katılımcı dahil oldu. Katılımcılar iki gruba ayrıldılar. Sekiz haftalık bir süre boyunca, bir gruba iyilik hali odaklı bilişsel terapi, diğer gruba ise farkındalık temelli bilişsel terapi uygulandı.
Bilişsel terapi seansları arasında 85 katılımcı, normalde temel olarak duygusal bir tetikleyici oluşturmayacak TV programlarından art arda dört klip izlerken bir fMRI taramasıyla beyin aktiviteleri ölçüldü. Sonraki iki yıl boyunca, araştırmacılar her iki ayda bir katılımcıları takip etti.
Farb, kendisi ve meslektaşları, nüksedenlerin beyin taramalarını incelerken büyüleyici bir şey keşfettiklerini söylüyor: bu kişiler duyusal olarak daha çok “kapanma” eğilimindeydiler.
Bu kişiler duygu yüklü video kliplere maruz kaldıklarında, beyinlerinin duyuları kontrol eden kısımları, nüksetmeyenlere göre daha sık kapanıyor. Ayrıca, film klipleri sırasında daha yüksek üzüntü hissettiklerini bildirenlerin, nüksetme olasılığının daha yüksek değildi.
Bu sonuçlar hakkında Dr. Farb, “Aslında depresyon düzeylerini belirleyen şey, bu üzüntüye duyusal bir kapanmanın ne kadar eşlik ettiğiydi” diyor ve ekliyor “olumsuz bir ruh hali sırasında beynimiz duyusal bilgileri devre dışı bıraktığında, neler olup bittiğini anlamak için yalnızca düşüncelerimiz kalır. Çoğu zaman, bu düşünceler neler olup bittiğine dair daha geniş bir görüş sağlamaz aksine ve bedensel duyumları engellemek, insanları olumsuz düşüncelerinin yankılandığı bir odaya kilitler.
“Düşüncelerimiz, zaman içinde onları elinizde tutabilmeniz için bir şeyleri sabitlemek için oradadır ama onu güncelleyen şey yeni duyumlardır ve olumsuz düşünceler duyumlar olmadığında güncellenemez.”
Araştırmacılar çalışma bulgularının, günlük yaşamdaki olumsuz durumların, depresyondan kurtulan bir kişide neden nüksetmeye neden olabileceğini açıklamaya yardımcı olduğunu söylüyorlar.
Çalışmanın diğer bir yazarı Dr. Segal “Bir iş toplantısında eleştirilmek veya eşinizle tartışmak gibi günlük olumsuz durumlar depresyon öyküsü olanlarda daha derin yetersizlik ve değersizlik duygularını tetikleyebilir. Bu olumsuz ruh hali, kendileri hakkındaki düşüncelere bağlanır, zamanla kolayca devam ettirilebilir ve kişi kendini daha kötü hissedebilir. Aynı zamanda bu düşünceler vücutta istenmeyen bazı duyumlara sebep olabilir. Kişi bu bedensel duyumları bastırırsa, düşünceleri giderek daha fazla depresif tepkilere dönüşecektir.”
Sonuç
Profesör Farb, çalışmanın klinik araştırmacıların depresyon için bir risk belirteci olarak duyusal kapanma etrafında yeni değerlendirmeler oluşturmasına yardımcı olabileceğini ekliyor. Ayrıca, depresyondan kurtulan kişilerin gün boyunca hislerini fark etmede daha iyi olmalarına yardımcı olan hedefe yönelik tedavilerin geliştirilmesine de katkıda bulunabilir, bu da duyuları kapatabilecek ve depresif düşünceyi “kilitleyebilecek” olumsuz ruh hallerine karşı koymalarına yardımcı olabilir.
KAYNAK:
– Neurosciencenews. (2022). Feeling Sensations, Including Ones Connected to Sadness, May Be Key to Depression Recovery – Neuroscience News.
– Farb, N. A. S., Desormeau, P., Anderson, A. K., & Segal, Z. V. (2022). Static and treatment-responsive brain biomarkers of depression relapse vulnerability following prophylactic psychotherapy: Evidence from a randomized control trial. NeuroImage: Clinical, 34, 102969. https://doi.org/10.1016/J.NICL.2022.102969.
Bizi takip edin: