Psikiyatrik hastalıklarda bilişsel çarpıtmalar – 2
Çarpık düşünceler olarak da adlandırılan bilişsel çarpıtmalar gerçeklere dayanmayan abartılı bir düşünce kalıbıdır. Bilişsel çarpıtmalardan filtreleme ya hep ya hiç düşünme, aşırı genelleme ve -meli/-malı düşünce kalıpları için bir önceki yazımızı ↗ inceleyebilirsiniz. Bu yazımızda aşağıdaki bilişsel çarpıtmalar incelenecektir.
- Hemen sonuca varma – akıl okuma
- Felaketleştirme
- Duygusal akıl yürütme
- Kişiselleştirme
Hemen Sonuca Varma – Akıl okuma
Hemen sonuca vardığınızda, bir olayı veya durumu, böyle bir sonucu destekleyen kanıtlar olmadan olumsuz yorumlarsınız. Ardından, bu varsayımınıza dayanarak tepki verirsiniz. Örneğin; Partneriniz eve ciddi bir şekilde geliyor. Ona nasıl olduğunu sormak yerine, hemen size kızdığı sonucuna varıyorsunuz. Bu varsayıma dayanarak mesafe koyuyorsunuz. Gerçekte ise, eşiniz işte kötü bir gün geçirdi. Hemen sonuca varmak veya “zihin okumak”, genellikle kalıcı bir düşüncenize veya endişenize yanıt olarak yapılan bir bilişsel çarpıtmadır. Örneğin; ilişkiniz hakkında güvensiz hissettiğiniz bir dönem partnerinizin ciddi gördüğünüzde, size olan ilgisini kaybettiği varsayımına kapılabilirsiniz.
Felaketleştirme
Felaketleştirme, yukarıda bahsedilen hemen sonuca varma ile ilgilidir. Bu düşünce kalıbında, ne kadar imkânsız olursa olsun, her senaryoda olabilecek en kötü sonuca atlarsınız. Bu bilişsel çarpıtma genellikle “ya böyleyse” sorularıyla birlikte gelir: Ya kaza geçirdiği için aramadıysa? Ya gerçekten benimle vakit geçirmek istemediği için gelmemişse? Ya bu kişiye yardım edersem ve sonunda bana ihanet ederler ya da beni terk ederlerse? Felaketleştirme özellikle panik bozuklukta yaygın olarak görülür.
Bir duruma dair felaketleştirme genelde kademeli sorularla ortaya çıkar. Örneğin; çok önemli bir toplantınız var ve gece yatmadan önce “Ya alarmım çalmazsa? Ya o zaman önemli toplantıya geç kalırsam? Ya bu iş için çok çalıştıktan sonra kovulursam?” gibi şüpheler kademeli olarak felaket senaryosunu oluşturabilir.
Duygusal Akıl Yürütme
Duygusal akıl yürütme, hissetme şeklinizin gerçeğin bir yansıması olduğuna inanmanıza neden olur. “Bu durum hakkında böyle hissediyorum, bu nedenle bu bir gerçek olmalı”, bu bilişsel çarpıtmayı tanımlar. Örneğin, bir durumda kendinizi yetersiz hissetmek, “Burada yetersizim demek ki buraya ait değilim” şeklinde düşünmenize neden olabilir. Duygusal akıl yürütme düşünce kalıbı aynı zamanda gelecekle ilgili düşüncelerinizi de etkileyebilir. Örneğin; endişeli hissederek uyandığınız bir sabah, o günün devamında kötü bir şey olacağına dair kesin olarak inanabilirsiniz.
Kişiselleştirme
Kişiselleştirme, gerçekte tamamen veya kısmen kontrolünüz dışında olan olaylardan sorumlu olduğunuza inanma durumudur. Bu bilişsel çarpıtma, genellikle ilgili tüm faktörleri düşünmeden kendinizi suçlamanıza neden olur. Kişiselleştirmeler genelde kayıplardan ya da kazalardan sonra görülebilir. Örneğin; çocuğunuz bir partiye giderken yolda kaza geçirdi. Bu durumda o partiye gitmesine izin verdiğiniz için kendinizi suçladığınız. Kişiselleştirme ile, aynı zamanda işleri kişisel olarak da alırsınız. Örneğin; arkadaşınız ebeveynlikle ilgili kişisel inançlarından bahsediyor ve siz onların sözlerini ebeveynlik tarzınıza karşı bir saldırı olarak kabul ediyorsunuz.
Sonuç
Düşüncelerimizin nasıl hissettiğimiz ve nasıl davrandığımız üzerinde büyük etkisi vardır. Bu olumsuz düşüncelere gerçekmiş gibi davrandığınızda kendinizi hatalı varsayımlara dayalı bir şekilde görme ve davranışlarınızı bu hatalı varsayımlara göre şekillendirme olasılığı oldukça yüksektir. Bilişsel çarpıtmalar serisinin bir sonraki yazısında daha az yaygın olan diğer düşünce kalıplarından bahsedilecektir.
KAYNAK:
– Psychcentral. 15 Cognitive Distortions to Blame for Your Negative Thinking. Published 2022.
Bizi takip edin: