COVID-19 Pandemi Döneminde Psikolojik Savunma Mekanizmaları
Savunma mekanizmaları, endişe yaratan ya da zarar veren durumlara/uyaranlara karşı bireyin bilinçli ya bilinçdışı olarak geliştirdiği davranışla sonuçlanabilen psikolojik stratejilerdir.
Temeli psikanalitik teoriye dayanan savunma mekanizmaları, günümüzde sadece psikanalitik bir kavram olmaktan çıkmış ve psikiyatrinin çeşitli alanlarında da yer almıştır. Örneğin, Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nın son basımında (DSM-V) savunma mekanizmaları “Bireyin duygusal çatışmaya ve dış stresörlere tepkisine aracılık eden mekanizmalar” olarak tanımlanmaktadır.
Savunma mekanizmaları olgunlaşmış olanlar dışında genelde istemsiz olarak gelişir. Hem duygusal hem de bilişsel uyumsuzluğun üzücü etkilerini azaltırlar ve birbirlerinden dört farklı kategoride tanımlanabilirler.
- Psikotik savunmalar, bireyin dış deneyimleri yeniden inşa etmesine ve gerçeklikle baş etme ihtiyacını ortadan kaldırmasına izin verir.
- Olgunlaşmamış savunmalar, algılanan bir tehdit veya rahatsız edici bir gerçeklik tarafından üretilen sıkıntı ve endişeyi azaltır.
- Nevrotik savunmalar, bireyin özellikle saldırgan eğilimler ve cinsel arzularla ilgili olarak suçluluk ve endişe duygularından kaçınmasına izin verir.
- Olgun savunmalar, kontrolü ve olumlu duyguları artıran daha bilinçli süreçlerdir.
Covid-19’un tüm dünyayı etki altına aldığı bu dönemde yapılan bir araştırmada (Walker & McCabe, 2020), pandeminin yaratığı endişeyi azaltmak için bireylerin hangi savunmaları kullandıkları niteliksel olarak araştırılmış. Yazarlar, kendilerinin de dahil olduğu bir grup psikiyatri meslektaşının pandemi döneminde yaşadıkları stresle baş etme yöntemlerini gözlemlemiş ve aşağıda belirtilen savunma mekanizmalarının öne çıktığını saptamışlardır:
- İnkâr: Kabul edilmesi zor olan bir durumun gerçekliğini reddetmeyi ifade eder. Araştırmaya göre, bir çalışan, COVİD-19 virüs tehdidinin gerçek olma düşüncesi oldukça endişe verici bulmasıyla böyle bir virüsün tehdit olamayacağını düşünmeye başlıyor. Çalışma arkadaşlarına tedbirlerin gereksiz olduğuna dair konuşmalar yapıyor. Bu durumdan rahatsız olan çalışma arkadaşlarıysa bu tedbirleri uygulama konusunda niçin bu kadar isteksiz olduğunu anlayamıyorlar.
- Hipokondriyazis: DSM-V’teki tanıma göre kişinin ciddi bir hastalığa yakalandığı ya da ciddi bir hastalığa yakalanacağı konusundaki endişeyi ifade eder. Araştırmaya göre incelenen bir psikiyatri stajyeri Covid-19’a yakalanma endişesini üst düzeyde yaşıyor. Astımı ve ileri yaşta aile bireyleri bulunan bu çalışan, virüse yakalanmamak için hangi tedbirleri uygulaması gerektiğini birçok kez sormasına rağmen meslektaşlarının bu durumdan kendisininki kadar etkilenmediğine kanaat getirince verilen tavsiyeleri yetersiz buluyor ve bu tavsiyelere uymuyor. Tedbirlere dair yayınlanan resmi yönergeyi günde birçok kez kontrol ediyor. Yaşadığı stres seviyesi baş edemeyeceği düzeye çıkınca işten ayrılmak durumunda kalıyor.
- Fedakârlık: Bencil duyguların yaşattığı iç çatışmayı fedakârlık yaparak çözümlemeyi ifade eder. Bir psikiyatri çalışanı virüs sebebiyle izole olan arkadaşları yerine fazladan vardiya almayı üstleniyor. Avrupa’daki tatili pandemi sebebiyle iptal olunca fazladan zamanı oluyor ve vardiyalar için kendini aşırı yormasına gerek kalmıyor. Sonuç olarak, salgın süresince virüsle savaşarak ve arkadaşlarına yardım ederek duygusal tatmin sağlıyor.
- Yüceltme: Kişinin ilkel dürtülerinden ortaya çıkan enerjiyi toplum tarafından daha kabul edilebilir bir alana yöneltmesini ifade eder. Bir çalışan, eşinin pandemi döneminde evden çalışıp ödeme alırken kendisinin işe gitmek durumunda olmasından rahatsızlık duyuyor. Bu durumun moralini bozmasına izin vermek yerine işyerindeki COVID-19 sebepli personel eksikliğini gidermek için yeni bir çalışma düzeninin oturtulmasına yardımcı oluyor. Başlangıçta hissettiği negatif duygu durumunu, yaptığı bu işle yöneltip başkaları için bir fark yaratarak pozitif duyguya dönüştürmüş oluyor.
- Mizah: Başa çıkılamayan rahatsız edici bir durumda duygu ve düşüncelerin mizahi bir biçimde ifade edilerek kaygının ve acının hissedilmemesini ifade eder. COVID-19 tedbirleri için hazırlanmış yönergeye dikkat çekmek isteyen bir çalışan tam korumalı kişisel koruyucu ekipman giyiyor. Alışılmadık bir görünümle, çalıştığı ortamda dans ederek ciddi bir konuya dikkat çekmeye çalışıyor. Ancak bunu güldürücü biçimde yapması meslektaşlarının kahkahalarıyla sonuçlanarak yaşadıkları stresi bir nebze azaltmış oluyor.
Yukarıda örnekleri verilen psikiyatri çalışanlarının yaşadığı sıkıntı verici durumlar ve bunlarla başa çıkma yöntemleri sadece bu alana özgü olmayıp bu dönemde herkesin yaşayabileceği örneklerdir. Bahsedilen ilk iki durum (inkâr ve hipokondriyazis) adaptif olmayan savunma mekanizmalarını gösterirken son üç durum (fedakârlık, yüceltme ve mizah), yüksek adaptif mekanizmalardır. Adaptif olmayan mekanizmalar daha çok bilinçsiz olarak geliştirilir ve uzun vadede patolojik problemlere yol açabilir. Yüksek adaptif mekanizmalar ise genellikle kişinin duyguları, fikirleri ve sonuçları hakkında daha bilinçli olmasına izin vererek olumlu duygu durumunda kalmasına yardım eder. Örneğin, yapılan bir çalışmada hipekondriyazis, anksiyete ve depresyonla ilişkili bulunurken kanser hastalarıyla yapılan bir çalışma yüksek adaptif mekanizmaları (fedakârlık, yüceltme ve mizah vd.) kullanan hastaların daha düşük düzeyde anksiyete ve depresyon belirtileri olduğu görülmüştür.
Savunma mekanizmalarının en büyük faydası, bireyin zihnini ve kişiliğini halihazır şartlarda başa çıkamayacağı strese karşı koruyabilmesidir. Ancak savunma mekanizmalarının kalıcı kullanımı uyumsuz davranışa yol açarak bireyin sosyal, fiziksel veya zihinsel sağlığı üzerinde patolojik problemlere yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu durumlarda, profesyonel yardım istemekten çekinilmemelidir. Yapılan klinik çalışmalar sonucunda, ilaçla birlikte yürütülen psikoterapinin savunma mekanizmalarını yönetmek konusunda bireye yardımcı olduğu ortaya konmuştur.
KAYNAK:
Walker, G., & McCabe, T. (2020). Psychological defence mechanisms during the COVID-19 pandemic: A case series. The European Journal of Psychiatry.
Bizi takip edin: